Sokaklarında turladıktan, kiliselerini gezdikten ve Orta Çağ ile yüzleştikten sonra, kuş bakışı görelim Prag'ı dedik. Saat kulesine çıktık. Aşağıda saatin gösterisini bekleyen kalabalığın fotoğrafını da çektim.
Artık bir gezimizin daha sonuna gelmiştik. Krakow'a dönmeden, son durağımız Türk restoranı oldu. Sonrasında biraz sıkıcı tren ve otobüs yolculuğunun ardından evimize vardık.
Prag, hatıralarımda bozulmamış harika mimarisi, pek güven vermeyen ara sokakları ve Kafka'nın ruhunu yansıtan bir şehir olarak yer alacak.
Yeni yerler gezip görmeye ve yazmaya devam edeceğim.
Şimdilik benden bu kadar.
Sevgiler.
Prag gördüğüm ve aşık olduğum sayılı yerlerden. Doya doya gezemedim. Bir fırsat daha yaratabilirim sanırım. Güzel gezmişsiniz.
YanıtlaSilGitmeden önce Prag hakkında epey bilgi edinip öyle yola çıkmıştık. Orda da resmen hiç rehber almadan her sokağını arşınlayarak gezdik. Biraları, kilisede izlediğimiz konser, Charles köprüsü, Astronomik saati beni büyüleyen bir şehirdi herşeyiyle. Bir kez daha görmek isterim doğrusu. :) İyi bir hatırlatma oldu bana da. Teşekkürler :)
YanıtlaSilGerçekten mimari açıdan gezmeye değer bir şehir. Kaleminize ve deklanşörünüze sağlık. :)
YanıtlaSilKesinlike öyle. Gönül daha güzel kareler ile burayı şenlendirmek isterdi lakin elimden geldiğinde bastım deklanşörüme. Teşekkür ederim.
Sil