Tatlı söz konusu olunca akan sular durur benim için. Daha doğmadan bağımlısı olmuşum şekerli şeylerin :) Annem anlatır hep, sana hamileliğim boyunca katur kutur akide şekeri, kutu kutu lokum yerdim diye :)
Bir de o zamana kadar hiç tatmadığı halde canı hep likör çekermiş, bol bol nane likörü içmiş. Belki onun için kafam bazen bir dünya oluyor. Bilemedim. O da ayrı bir post konusu olsun. Ben şimdi tatlı hikayeme geri döneyim :)
Algıda seçicilikten olsa gerek, geçenlerde yürürken House of Donuts gördüm. Minicik ve rengarenk bir dükkan. O gün başka işlere koşturmaktan tadına bakamamıştım fakat hep aklımdaydı. En son, hafta sonu şahane et yemeğinden sonra soluğu orada aldım. İçerideki donutları görmeniz lazım. Rengarenk, hepsi beni al beni al diye gözümün içine gülümsüyor. Bizim tercihim bu dört donut oldu :)
İstanbul'da da bir iki kez denemiştim ve açıkcası pek hoşlanmamıştım. Fakat buradakilerin tadı çok hoşuma gitti. Oldukça lezzetli yapılmıştı. Paket yatırdım ki hepsini bir anda mideme indiremiyim :)
Evet spor yapıyor olabilirim lakin dediğim gibi tatlı olunca akan sular duruyor :) Şimdi şu resme bakıp bana hak vermemek elde mi? :) :)
yemede yanında yat dediklerinden :) hak verdim valla ;)
YanıtlaSilTeşekkür ederim :)
Sil