Bu şehrin bir çok şeyini seviyorum. Çünkü yaşamak için çok fazla efor sarfetmem gerekmiyor. Piknik alanına gitmemiz de çok kolay oldu. 20 dk süren süren bir tramway yolculuğu sonunda ulaştık . Yolculuk sırasında İstanbul'da hiç pikniğe gitmediğimi anımsadım. Orada bizim bugün geçirdiğimiz gibi bir günü geçirebilmek için saatlerce yol gitmemiz gerekirdi. Sonra aklıma yürüyüş yapmak için Ataşehirden Bostancı sahiline gitmeye çalıştığımız günler geldi. Tam bir işkeneydi o günler. Hele ki arabayı Bağdat caddesine soktuktu mu, bitmez bilmek arabalar yığı içinde yerimizi alırdık. Saatler süren dur kalklar sonunda tüm enerjimizi yitirmiş bir şekilde kendimizi sahile atardık. O da yetmezmiş gibi aynı işkenceyi birde dönüş yolunca çekerdik. Şimdi o günlerinin ne kadar sıkıcı olduğunu daha iyi anlıyorum. Çünkü burada insanların hiç öyle dertleri yok. Çok isterdim ki sevdiğim ve değer verdiğim herkes en az benim kadar bu huzuru tadabilsin :(
Buralara da yaz geldi. Hoş geldi.
Krakow'un beni en çok korkutan tarafı ciddi bir şekilde soğuk olmasıydı fakat iki haftadır öyle güzel bir hava var ki anlatılmaz yaşanır cinsinden. Gelin siz düşünün bendeki mutluluğu. Ağzım kulaklarımda geziyorum. Dün de bu güzel havanın şerefine pikniğe gittik. Yakınlarda bir göl kıyısına.
0 yorum :
Yorum Gönder
*Bloglar yorumla beslenir. Yorumlarınızı eksik etmeyin.
*Lütfen yalnızca yazı ile ilgili yorumlar yazın. Link bırakıp kaçmayın.
*Yazının konusu dışında sormak veya iletmek istediğiniz bir şey varsa İletişim formunu kullanın.
Sevgiler.