Komşu Komşunun Külüne Muhtaçtır
Pazar günü güneşten nasibimi almak için hazırlanırken ding dong kapımız çaldı.
Biz de yine 3-4 saniye süren kısa bir "sen bak, hayır hayır sen bak" tartışmasının kazanarak, kapıyı bizimkine açtırmayı başardım.
Kapıda sarışın, 40 yaşlarında bir bayan belirdi.
Yüzünde tatlı bir gülümseme ile başladı lehçe derdini anlatmaya.
Ama güzel bayan bi bak bize, biz de hiç lehçe bilir bir tip var mı?
Ne anlatmaya çalıştığını anlamadan duran bizi en sonunda anlayarak;
Ohhh lehçe bilmiyorsunuz dedi.
Demesiyle derdini ingilizce anlatmaya başlaması bir oldu.
Yan komşumuz oluyormuş kendisi.
Yeni taşınmışlar.
Bir iş için uzatma kablosuna ihtiyacları varmış.
Biz de komşuluk görevimizi yerine getirmek üzere evimizdeki uzatma kablosunu yeni komşumuzla paylaştık.
Sonra mutlu olduk. Buralarda da komşuluk varmış.
Bir sabah türk kahvesini alıp kapısını çalsam mı diye düşünmüyor değilim.
Yer:
Kraków, Polonya
Türk misafirperverliğini göstermek lazım tabii:)
YanıtlaSilŞeytan dürtmüyor değil. Fakat elektrikli ocakta kahve pişirme denemelerim pek başarı ile gerçekleşmiyor. O sorunu çözünce neden olmasın:)
SilElimizi verdik kolumuzu alamiyoruz moduna girmesin sakin!!! :))
YanıtlaSilBuradakiler genelde oyle de. Sen yinede bir iki konusma yapmadan uyma seytanin durtmelerine:))
Ama bi bilsen nasılda bi insana ihtiyacım var :) Bunlar genelde hep kendi yağlarında kavrulan tipler , tabi bilemedim şimdi dur ben bi daha oturup etraflıca düşüneyim. Sonra şeytanı çağırırım yeniden. Gel dürt diye :)
SilTürk olmak bunu gerektirir :)
YanıtlaSilKahveyi kapıp gitmeyi mi ? Biraz daha düşünmeyi mi ? :):)
Sil