Zalew Bagry bize çok yakın olan bir gölmüş. Tramway ile 20 dk süren bir yolculuk sonunda çok güzel bir ortamda buldum kendimi. Ukraynalı arkadaşlarımızla bizim mangal kültürümüz farklı olsada, ortak bir noktada buluştuk. Bizim için dana eti almışlardı. Fakat laf aramızda, onların aldıkları domuz eti daha lezzetliydi. Normalde piştiği zaman kokusundan dolayı yiyemiyorum ama mangal da yapılınca gayet yumuşak ve lezzetti geldi bana.
Göl kenarında gezintiye çıktığımda kendimi tamamen İzmir'in yazlık beldelerinden birinde hissettim. Tek fark burada insanlar denize değilde göle giriyorlardı :) Gezinirken dikkatimi çeken başka bir şey ise çok kalabalık olmasına rağmen etrafta çıt çıkmamasıydı. Herkes kendi halinde ve çok huzurlu gözüküyordu. Bir de bizim plajları düşündüm. Bu kadar insan bizim plajlarımızda olsa, annelerin her daim "aman evladım ordan değil buradan suya gir, ayağın kayar dikkat et, fazla uzağa gitme" tarzında havada uçuşan çığlıklarından , gençlerin bitmek tükenmek bilmeyen yüksek kahkahalarından dolayı ortalık bir panayır yerine dönerdi. Sanırım bizim halk olarak daha sakin konuşmayı öğrenmemiz lazım. İletişim kurabilmek için bağırmak şart değil. Bunu kavradığımız gün herşey daha huzurlu olacak bizim için. Bundan eminim :)
Buralarda göl çok giren yok;) merak ettim oraları. İnsan memleket görmeyi, oranın insanlarını tanımayı istiyor.
YanıtlaSilDeniz olmayınca mecbur göle giriyorlar :) Bizim gittiğimiz göl haricinde 2 göl daha varmış. Krakow kesinlikle görülmeye değer bir şehir. Ben yaşadıkça daha iyi anlıyorum bunu.
Sil