Oldum olası yerde oturmayı, vakit geçirmeyi severim. Okul yıllarında da bu böyleydi. Masada çalıştığım günler sayılıdır. Ya yerde çalışırdım ya da yatağımın üzerinde. Sanırım kafamı oldukça önüme doğru eğince daha fazla çalışıyor. İngilizce kursuna gittiğim zamanlarda da hep halının bir köşesinde çalışıyordum. Dikiş dikerken de bu alışkanlığımdan vazgeçmem. Devamlı yerde otururum. Masa ile işim hiç olmaz.
İşte geçmişimi göz önüne alırsak ve yakın zamanda ingilizce kursuna başlama kararımı eyleme dönüştürürsem, bu köşe hayatımın vazgeçilmezi olmaya aday.
Bu arada telefonunum farklı şekillerde fotoğraf çekebileceğini keşfettim. Şimdi sizi o kareler ile baş başa bırakıyorum.
O masa olayını ben de beceremiyorum. İlle yatacağım, gerçi o zaman da belim ağrıyor :) Köşe güzel olmuş.
YanıtlaSilAynen ama ne yardan ne serden diyip yatmaya devam ediyorum ben :) Teşekkür ederim.
SilHarika bir otam olmuş. Tam yeni fikirlerin hayata geçeceği, uzun çalışmaların yapılacağı bir yer. İyi günlerde kullan tatlım.
YanıtlaSilSaol kuzucum.
SilIlk fotografa bakinca sen cizdin sandim yok artiiikkkk dedim. Ohh neyseki sen cizmemissin, yoksa acaip kiskanirdim:)))
YanıtlaSilAl simdi o yastik bir sobanin arkasinda olacakti!!!
Tamam sustum!! Ellerine saglik ve guzel gunler gecir orada emi? :))
Tühh keşke azıcık kandırsaymışım. Ben çizdim diye :):):)
SilAynen öyle küçükken öyle sobanın arkasında ne güzel uyurdum yaw :( Eyy gidi günler eyyy.
ahhh süper bir köşe , süper fotograf kareleri.yıllar önce ilk görev yerimde öğretmen evinde kaldığım için ev ortamına hasret kalırdım. Misafirliğe gittiğim evlerde ayakkabılarımı çıkartmanın rahatlığıyla kalorifer dibinde yerde minderde oturmak isterdim. Bana gülerlerdi. Bilmezlerdi ki yatana kadar sandalye üstünde ayakkabılar içinde olmanın zorluğunu. Bana o günleri hatırlattı bu kare :))
YanıtlaSil