Arada bir, belirli bir konu bütünlüğü olmayan dağınık yazılar yazmak geliyor içimden. O zaman başlık konusunda sıkıntıya düşüyorum. Düşündüm ve bir anda aklıma "kahve bahane" adlı bir seri oluşturmak geldi.
Bundan böyle bu seride; kahve bahane, yazmak şahane diyip içimden gelenleri yazacağım.
Krakow'dan İzmir'e geleli 17 gün oldu. İzmir günlerim hızla geçiyor. Düğün telaşı içindeyiz. Resmi olarak görümce olmama son bir hafta kaldı. Pardon bizim gelinin söylemiyle börülce oluyordum.
İki haftadır abiye kıyafet için girip çıkmadığım mağaza kalmadı. Hatta bir ara "yok bir şey bulamayacağım, acaba kumaş alıp diksem mi?" diye düşündüm. Umudumu tüketmişken bir kıyafet buldum. Bu işi de halletmiş olmanın mutluluğunu tam yaşayacaktım ki hasta oldum. Hava bir sıcak, bir soğuk. Ben de ne giyeceğimi bilemediğimden, üşüttüm sanırım. İki gündür halsizlik, boğaz ağrısı, baş ağrısı ve ateş ile uğraşıyorum.
Bu koşuşturmanın içinde e-kitap formatını bulamadığım kitapları okuyorum. İrfan Değirmenci'nin "Bir Uyuyup Uyanalım" adlı kitabını okudum. Onunla ilgili bir inceleme yazısını yakında yayınlayacağım. Kitap biter bitmez, daha önceki gelişimde alıp Polonya'ya götürmediğim " Golem ve Cin" adlı kitaba başladım. Kitabın arka kapağında dediği gibi " içinde kaybolacağınız büyülü bir masal". Oldukça akıcı güzel bir kitap. Günlük 100 sayfa okuma hedefim var. Şimdilik gayet emin adımlarla ilerliyorum.
Bu arada Nachnuch ile hiç ilgilenemiyorum. Aslında ne güzel çantalar tasarladım, diktim ve İzmir'e getirdim. Ama siz deyin tembellikten, ben diyeyim koşuşturmaktan halen fotoğraflarını çekip sosyal medya hesaplarımda paylaşamadım. Bu hafta bir günümü fotoğraf işine ayırmam lazım.
Düğün işini bitirdikten sonra belki minik bir kaçamak yapabiliriz. Öyle çok uzaklara değil canım. Alaçatıya gideriz biz.
Farkındayım yazı yazı değil, sebze çorbası gibi oldu.
Şimdilik benden bu kadar.
16 Nisan 2017 - Saat: 01.05
Bir sonraki kahve bahane serisinde görüşmek üzere,
Sevgiler...
✄----------------------------------------------------------------------
Mutluluklar dilerim yeni hayatınızda.
YanıtlaSilYeni hayata yelken açacak olan kardeşim. Yine de teşekkür ederim.
Silbörülce :) Keyifle okudum. Bu arada çantalar çok hoş, elinize sağlık...
YanıtlaSilBöyle senin deyiminle "sebze çorbası" gibi yazılar insanın geri dönüşüm kutusunu boşaltıyor ablacım.
YanıtlaSilDüğün elbiseni/abiyeni(her neyse artık) aslında kendin yapsan daha iyi olmaz mıydı? Elinden fazla fazla geliyor bu iş, tam da istediğin gibi dikerdin aslında bence. Ha zamanın yoktur, ona yapacak bir şey yok, evet.
Çok haklısın Tahsincim. Bazen aklına ne gelirse yazası geliyor insanın. Vakit darlığından aldık bi elbise artık. Yapacak bir şey yok. Sevgiler.
SilMutluluklar dilerim. Tatli heyecanlar bunlar 😊
YanıtlaSilTeşekkür ederim Deryacım. Hep böyle tatlı telaşlarımız olur inşallah.
SilGeçmiş olsun. Kıyafet bulma işi de zor.İzmir'deyken Folkart-galerisi-turk-resminde Galerisini lütfen gezin. Türk resminde 131 sanatçının eserlerini görmek iyi gelecektir. Benden minik bir rehberlik alabilirsiniz.;)
YanıtlaSilDiliyorum ki börulceliğiniz iyi günler dilerim.
Golem ve Cin kitabını bir türlü okuyamadım. İçime dert olan bir kitap oldu. Görüşürüz.
Vaktim olursa gezmeyi çok çok isterim. Golem ve Cin adlı kitabı okudum. Kesinlikle tavsiye ederim. Çok güzel masal tadında bir kitaptı.
SilKardeşinize ömür boyu mutluluklar diliyorum, tatlı telaşlar bunlar abla.
YanıtlaSilTeşekkür ederim.
Silsizi yeni keşfetmiş biri olarak çok mutlu oldum diğer yazı ve eylemlerinizi takipteyim artık ;)
YanıtlaSilBen de mutlu oldum. Teşekkür ederim.
SilSanırım düğün telaşı çoktan bitmiştir ama ben yine iyi dileklerimi ileteyim. :) Masalları çok severim sanırım kitap bana iyi gelecek. Teşekkürler.
YanıtlaSilTeşekkür ederim. Masalları seviyorsanız bu kitap tam sizlik.
Sil