Kahveler hazırsa ve okumaya hazırsanız, buraya yeni bir şeyler karalamaya geldim. Geçen ay resmi olarak görümce oldum. Düğün sahibi olmamıza rağmen harika vakit geçirdik ve çok eğlendik. Tabii hazırlıklar bizi oldukça yordu. Olacaksa böyle yorgunluklar olsun canım. Zaten işim mi var? Yok. Dinlenmek için bol bol vaktim var şimdi.
Vakit ve iş konusuna değinmişken biraz dertlerimi gün yüzüne çıkartayım. Evde oturmaktan sıkılma dönemine girdim sanırım. İçimden bir şey beni dürtüp duruyor. Artık farklı bir aksiyon alma zamanı gelmedi mi diye...
Aklımda iki fikir var. Birincisi, burada bir üniversiteye başlamak. Gerçi biraz gözümde büyüyor üniversite fikri. Polonya üniversitelerinde lisans programları üç yılda tamamlanıyor. Üstüne bir yıl da hazırlık alırsam, kocaman bir dört seneye ihtiyacım var. İlk geldiğim sene bu işe kalkışmış olsaydım, şimdi üçüncü yılımda olacaktım.
İkinci fikrim ise yeniden ingilizce kursuna gitmek. Her fırsatta dile getiyorum. Sevmiyorum kendisini. Aramızda hoş bir ilişki yok. Ne onunla, ne de onsuz oluyor. İngilizce kursuna gidip, dört bilemedin beş ay sıkı bir şekilde çalışırsam, iş bulma konusunda büyük bir adım atmış olacağımın farkındayım. Çevremdeki kişiler, şu an bildiğim ingilizcem ile mülakatlara girebileceğimi söylüyor. Ama sanırım özünde biraz tırsak biriyim. Cesaret edemiyorum.
Kafam bunlarla çok dolu olmalı ki, rüyamda devamlı iş yeri açıp durduğumu görüyorum. Bu sabah uyandığımda, birkaç dakika rüya olduğunu idrak edemedim. Sanki dün akşam arkadaşlarla kahve içerken yaptığım bir muhabbetten aklımda kalanlar gibi geldi bana...
Bunlar Yasemin'in kafasında dolaşan tilkiler. Yakın gelecekte bir karara bağlarsam, gelişmelerden sizi de haberdar ederim. Bakmayın böyle kısa bir yazı olduğuna. Daha yazacak çok şey var. İzmir günlerimi uzun uzun yazacağım. Lakin böyle karmaşık bir konunun altına ekleyip, güzelim İzmir anılarını heba etmek istemedim.
Sağlıcakla kalın.
Kahve Bahane #1
10 Mayıs 2017
Krakow
✄----------------------------------------------------------------------
polonyaca zor muuuu yaaa. izmir anlat anlat :) iş bulma şansı yok demek ki ingilizce bilmeden öyle mi.
YanıtlaSilLehçe oldukça zor bir dil. O nedenle onu öğrenmeye hiç kalkışmadım. Ayrıca dil öğrenme konusunda çok yeteneksizim. Evet ingilizce olmadan iş bulma şansım sıfır. İzmir'in güzel yerlerini gezdim. Bir iki yazı yazmayı düşünüyorum yakın zamanda.
Silİngilizce sanki daha hızlı çözer gibisiniz. Zaman olarak da avantajlı. Sizi motive edeyim. :)
YanıtlaSilTeşekkür ederim. İngilizce kısmı daha ağır basıyor şimdilik bakalım. Bu arada diğer sorunla ilgili size bir mesaj gönderdim. Blogunuza yorum olarak bıraktım.
SilBu saatten sonra üniversitede dersler çekilmez sanırım, en iyisi kursa gitmek gibi görünüyor.
YanıtlaSilMerhaba,
YanıtlaSilBence üniversiteye gitmelisiniz, çünkü bu fikir aklınızda oldukça her an pişmanlık yaşayacağınızı sanıyorum. Tıpkı başlasaymışım 3.sinifta olacaktım dediginiz gibi. Bana göre başlayın, olmazsa bırakırsınız. Hiç olmazsa "denedim olmadi" dersiniz, "keşke" demekten iyidir.
Nacizane tabi, dışardan bakan bir göz olarak.
Üniversite diploması sahibi olarak keşke diyeceğimi zannetmiyorum. Bunlar yazarken aklımda bu iki fikir vardı. Şimdilerde bir yenisi daha eklendi. Bakalım içlerinden birini yakın zamanda hayata geçireceğim.
Sil:))
SilBen işletme okumak istemiştim aof un 2.universite hakkı vardı. Binbir iştahla kaydoldum, ikinci sene sonrasında baktım olmayacak, bıraktım. Sonrasında ilahiyat düştü gönlüme, aynı şekilde ona da kayit yaptirdim. 4.sene sonrasında hala 1.senenin dersleri duruyordu. O hevesim de öylece bitti.
Yapmasaydım eminim kendimi yerdim, ayran gönüllülük ya ben...her seyi, her şeyi yapasım var :)))
Sevgiler.
Her şeyi yapma hissi bende de var maalesef. Bu bazen iyi bazen kötü bir his sanırım.
Sil