11 Haziran 2017

Hayvanlardan Tanrılara Sapiens – Yuval Noah Harari


Son zamanların en çok okunan kitabı, Blog Sözlük okuma grubunun 11. kitabı olarak seçilince, okunmayı bekleyen kitaplarımı bir tarafa bırakıp, Hayvanlardan Tanrılara Sapiens'i okudum. İnceleme yazısı yazarken, kitap hakkında bilgiler içermesine rağmen spoiler olmamasına dikkat ettim. Kitabı okumayı düşünenleri, okuma zevkinden mahrum bıracak şekilde bir yazı yazmama özen gösterdim diyebilirim.

Bu kitabı okumaya karar verdiyseniz ve üstüne biraz araştırma yaptıysanız, genel olarak belirli tabulara sahip olan kişilerin kitabı okumaması hakkındaki yorumlara rastlamışsınızdır. 

Kitabın konusu; özetle insanın dünya üzerinde nerden nereye geldiğini ve bundan sonraki akıbetini konu alıyor. 
Londra Doğa Tarihi Müzesi’ni gezme şansını yakalamış; Charles Darwin’in çalışmaları ve bulmuş olduğu kalıntıları görmüş biri olarak, kitabın ilk 100 sayfasını ilgiyle okudum. Evrimleşme sürecini bilimsel olmasının yanı sıra yalın bir dille anlatmış. 

Kitapta, insanoğlunun yerleşik hayata geçişiyle birlikte ihtiyaçlarının, beklentilerinin ve yaşam standartlarının değişimi uzun uzadıya anlatılıyor. Buğday hakkında birçok çarpıcı gerçeği açıklıyor. Vejetaryen olmaya yatkınsanız muhtemelen bu kitabı okuduktan sonra kesinlikle vejetaryen olma kararı verirsiniz. Çünkü, insanoğlunun tüm doğayı nasıl kendi çıkarları için telef ettiğini tane tane yazmış. Aşağıda yer alan animasyonu aylar önce izlemiştim. Bu kitabı okuyunca o animasyon canlandı gözümde. 


Paranın hayatımıza girmesini konu aldığı bölümler ve paranın hayatımıza katmış olduğu kredi, banka konularının ele alındığı bölümleri okurken biraz sıkıldığımı itiraf edebilirim. Seneler önce okuduğum ders kitaplarımı hatırlattı bana. Tabii konuya aşina olmayan kişiler için güzel bir bilgi aktarımı olmuş. 

Kitabın ilk 300 sayfası hep bizden önce yaşananları konu almış. Aman canım geçmiş, geçmişte kalmıştır diyorsanız  ve okuduklarınız sizi etkilemediyse son 100 sayfayı daha dikkatli okumanızı tavsiye ederim. 
İnsanoğlunun şu anda yaşadığı içsel kaosu ve geleceğinin belirsizliği var son 100 sayfada. İnsanın Siborglara dönüşümü hakkında enteresan bilgilere yer verilmiş. İnsan ırkının tamamen değişeceği ve Siborgların artık insan değil, hatta organik bile değil, tamamen farklı bir şeye dönüşebileceğinin sinyaller veriyor.
Gılgamış Destanı’ndaki ölümsüzlüğe duyulan özleme, Aldous Huxley’in Cesur Yeni Dünya’sında yer alan mutluluğun en üst düzeyde olmasına ve George Orwell’in 1984’ün ünlü “Büyük Birader”inden de bahsetmiş olması hoşuma gitti. Yazar Frankenstein’in kehanetine de yer vermiş kitapta. Şimdilerde aslında üzerinde kafa patlatılan dijital keşiflerin ve robot üzerine yoğunlaşan çalışmaların belkide insan ırkının sonu getirebileceğini anlatmış. İnsanlığın sadece gelişebilmek adına soylarını tükettiği bir çok canlı türü ile aynı kaderi paylaşabileceği gerçeği var. Bunlar çok ürkütücü gerçekler değil mi? 

Bu kitabı okumadan önce Gılgamış Destanı’nı, Dr. Frankenstein’i, Cesur yeni Dünya’yı ve 1984’ü okumanızı tavsiye ederim. Hepsi birbirinden değerli kitaplardır. 

Matrix filminin ünlü bir sahnesi vardır. Morpheus elinde iki hap ile Neo bir seçim şansı verir ve şöyle der;  "Mavi hapı seçersen hiçbir şey hatırlamazsın, yatağında uyanırsın ve istediğin her ne ise ona inanırsın. Kırmızı hapı seçersen, sana gerçekleri gösteririm. “ 

Ben mavi hapı seçiyorum derseniz, kitabı okumak sizin için tam anlamıyla bir zaman kaybı olmasının yanı sıra işkenceye dönüşebilir. Fakat ben meraklıyım ve kırmızı hapı seçiyorum derseniz, kitaptan oldukça keyif alacağınızı söyleyebilirim.

Çıplak Yazar yorum yapana kadar, kitaptan bazı alıntılar yapıp yazıma eklemeyi unutmuştum. Kendisine bana bunu hatırlattığı için teşekkür ediyor ve hemen alıntıları buraya ekliyorum.
Pek çok memeli, anne karnından fırından çıkan toprak kap gibi çıkar, onları yeniden şekillendirmeye çalışmak onlara zarar verir. İnsanlar ise anne karnından bir ocaktan çıkan erimiş bir cam gibi çıkarlar ve şaşırtıcı oranda şekillendirilebilirler. 
Etrafımızdaki hapishane duvarlarını yıkıp özgürlüğe koştuğumuzda aslında daha büyük bir hapishanenin geniş bahçesine doğru koşuyoruz.
Lüksler zamanla ihtiyaç haline gelir ve yeni zorunluluklar ortaya çıkarır. İnsanlar belli bir lükse alıştıklarında bir süre sonra onu kanıksarlar. Onu yaşamlarında hep bulundururlar ve bir süre sonra onsuz yaşayamaz hale gelirler.

Keyifli okumalar.

✄----------------------------------------------------------------------
Paylaş:

15 yorum :

  1. Ben çok keyif alarak okumuştum :) Son zamanlarda okuduğum en iyi kitaplar arasında yer alıyor :) Ağır ve okuması zor bir kitap değildi, dilini ve akıcılığını sevmiştim ben. İkinci kitapta elimde. Onu da okumayı düşünüyorum yakın bir zamanda :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İkinci kitap, birincisi çok sattı hadi bir tane daha yazıyım zihniyeti ile çıkartılmadıysa okunabilir. Lakin genel olarak devam kitaplarında birinci kitabın tadını bulmak nedense zor oluyor.

      Sil
  2. Belirli tabulara sahip kişilerin okumaması uyarısı yerinde bir uyarı olmuş. Çünkü bu kitabı okuyabilmek için bazı şeyleri sorgulamaya açık bir kişiliğe sahip olmak gerekir. Ben kitabı henüz bitirmesem de hayli ilginç konular içerdiğini itiraf etmeliyim. Ayrıca sen bahsetmemişsin ama bence bu kitabın çevirisi çok çok iyiydi. Çünkü bazı çeviriler okurken çok yoruyor insanı.
    Yazını okumadan önce blogumu açıp kitaptan altını çizdiğim kelimeleri taslak olarak kaydedeyim diyordum ki senin yazına rastladım. Bu da böyle güzel bir tesadüf oldu :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yayınlamadan önce bu yazıda bir eksik var diyordum. Senin yazını okuyunca bir anda aklıma geldi. Altını çizdiğim demişsin ya, ben de 1000kitap adlı siteye alıntı olarak kaydettiklerimi yazıma ekleyecektim :) Şimdi hemen ekliyorum. Teşekkürler :)
      Sana da keyifli okumalar diliyorum. Kitabı beğenmene sevindim.

      Sil
  3. Bu kitabın adını çok duydum. Oldukça ilgimi çeken bir konuda olduğu için en yakın zamanda okumayı planlıyorum.

    Güzel paylaşımın için teşekkürler!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İlginizi çekiyorsa kesinlikle okumalısınız. Zaman ayırıp yorum yaptığınız için ben teşekkür ederim.

      Sil
  4. Son zamanlarda bloglarda çok fazla ismi geçmeye başladı. Konu başlıkları çok ilgi çekici. İnsan geçmişte yaşananları merak ediyor. Çıplak dolaşan insan nasıl olduda bu şekilde kendini ve doğayı değiştirdi ve bu konuma geldi. Bak şimdi çok merak uyandırdı bende.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu konuların cevaplarını kısmen kitapta bulabilirsin. En kısa sürede okuman dileğiyle.

      Sil
  5. Bu kitabı ilk okuduğumda kafamda çok net olmayan oldukça fazla konuya cevap bulmuştum bir anda. Ben de tanıtmaya çalışmıştım elimden geldiğince.
    Okunması gereken bir kitap ve hemen sıcağı sıcağına da ikinci kitabı "HOMODEUS" okunmalı diye düşünüyorum. Kaleminize sağlık. :)

    YanıtlaSil
  6. çok güzel anlatmışsınız, okuma listeme ekledim bile :)

    http://mavinindenizi.blogspot.com.tr/

    YanıtlaSil
  7. Okuduğum satranç kitabından sonra elime aldığım kitap oldu. Bakalım herkesin önerdiği gibi bulacak mıyım ben de. Devamında da Homodeus'u hazırda bekletiyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kitap bitince sizden de bir inceleme yazısı bekliyorum. Keyifli okumalar.

      Sil
  8. aldım ama okumadım daha. kısa film ne güzelmiş yaa :)

    YanıtlaSil
  9. Yazar Türkiyeyi ve Türk tarihini iyi biliyor. Olimpiyat stadının yerine kadar. Örneklerde de Türklere giydirmesini

    YanıtlaSil

*Bloglar yorumla beslenir. Yorumlarınızı eksik etmeyin.
*Lütfen yalnızca yazı ile ilgili yorumlar yazın. Link bırakıp kaçmayın.
*Yazının konusu dışında sormak veya iletmek istediğiniz bir şey varsa İletişim formunu kullanın.
Sevgiler.

Fotoğrafım
Mam na imię Yasemin. Jestem z Turcji. Mieszkam w Stambule, a teraz w Krakowie. Mówię po turecku i angielsku znam też trochę po polsku. Z zawodu ksiegowa. Moje ulubione słowa oczywiście :) Interesuję się literaturą i sportem. Lubię kawę. Uwielbiam mój rower.