21 Nisan 2018

Kahve Bahane #18

Alaçatı günlerinden kalma bir kare
Arayı ne çok açmışım böyle. Oysa ki kahve bahane yazılarını yazmayı çok seviyorum. Aklıma geldiği gibi yazabilme zevkinin doruklarına çıkıyorum bu seri sayesinde. Çünkü burada her telden çalıp, saçmalamak serbest.

Kahve bahane yazısını yazmadığım günden bu yana biraz hareketli bir dönem geçirdim.
Kısa bir tatil yaptım geldim. İspanya'yı da gördüğüm ülkeler arasına eklemiş oldum. Dört gün boyunca fellik fellik arşınladığım Barselona hakkında yazmaya başladım. Bana hissettirdiği ve gördüğüm tüm güzellikleri aktarmak için toplamda dört adet yazı yazmayı planlamıştım. İkisi geçtiğimiz hafta yayınladım. Geri kalan iki yazıyı bu hafta içi bir aksilik olmazsa yayınlarım.

Tatilden dönünce soluğu hemen sinemada aldım. Kitabını okuduğum Player One adlı bilim kurgu filmi izlemeyi istiyordum. Imax gösterimi bitmeden yetiştim. Imax'de film izlemeyi çok seviyorum. Görüntü gerçekliğin ötesinde resmen. Filme gelecek olursam kitabı ile pek alakası yok. Ana konu sabit. Diğer kurguyu oldukça değiştirmişler. Ben kitabını filmine tercih ederim.

Aile boyu mısır ve mutlu bir Yasemin 
İnstagramda gezinirken gördüğüm fotoğraflar sayesinde her yere bahar geldiğini söyleyebilirim. Bizim buralara bahar değil resmen yaz geldi. Hava 24 dereceleri gördü. Çoğu zaman güneş var. Barselona'dan döndüğümden beri güneşli günlere uyanıyorum. İçimin sebepsizce bir neşe ile dolup taşması tam da bu yüzden. Yaprakları sayesinde görsel şölen yaratan gördüğüm tüm ağaçlara sarılasım var. 


Güzel havalara aldanıp bisikletimi temizledim. Yazın yapacağım geziler için hazırladım. Hazır pırıl pırıl olmuşken kısa bir sürüş denemesi yapıp her şeyi tamam mı diye kontrol edeyim dedim. Bu arada şifayı kaptım. Yarım saatlik bir bisiklet turu, bir haftalık hastalığı hediye olarak bıraktı bana. Akan bir burun, birbirine sıkı sıkıya yapışan ve ayrılmak istemeyen bademcikler ile pek keyifli olmayan bir hafta geçirdim.



Haftanın son gününü evrak işleriyle uğraşarak noktaladım. Oturum kartımızın yenilenmesi gerek. Haziran ayında süresi doluyor. Cuma günü devlet dairesine gidip evrakları teslim ettik. Devlet dairesi her yerde aynı mantıkla mı çalışır arkadaş. Bitmeyen sıralar. Çalışmayan bankolar. Kuyrukta beklemekten bıkan insanlar. Günümün 2 saatini o kuyrukta harcadım. Yeni kartın gelmesi 6 ayı bulur dediler. Pasaporta kırmızı bir damga vurup gönderdiler. Haziran ayından itibaren Polonya sınırlarından çıkamıyorum. Çıkarsam da giremiyorum.

Ben ve gezi aynı cümle içinde bulunmaktan çok hoşlanıyoruz. Gezmek, yeni yerler görmek zevkle yaptığım bir aktivite. Hazirandan sonra Polonya sınırları dışına çıkamamak bir nebze de olsa bu zevkimi sekteye uğratacak. Ben de şimdiden Polonya içinde nerelere gidebilirim diye araştırdım. Artık yaz ayında bol bol Polonya'yı anlatır dururum.

Sadece ilk paragrafla son paragrafları okuyanlara kolaylık olsun diye kısa bir özet geçip yazıyı sonlandırma zamanı. Yazın gelişi şerefine bisiklet gezileri için hazırlıklar tamamlandı. Hastalık çak bir beşlik dedi ve gitti. Yeni gezi planlarına yelken açıldı. Bende durumlar bu.

Bir sonraki kahve bahane yazısında görüşünceye kadar şen ve esen kalın.
Sevgiler.

✄----------------------------------------------------------------------
Paylaş:

7 yorum :

  1. Ben Avrupa'da devlet dairelerinden daha umutluydum. :) Demek onlar da bizimkiler gibi Yasemin.
    Gezinin güzel geçmesine sevindim. Ayrıca, bisiklet özlemini de dindirmeye başlamışsın. ;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İşin içine devlet girince işleyişin pek bir farkı olmuyor sanırım. Artık tüm güneşli günlerde bisiklet bana eşlik eder. Yaz ayını bu yüzden seviyorum.

      Sil
  2. Uzun bir kış geçirdiniz oralarda baharın tadını çıkarmayı hakkettiniz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öyle gerçekten. Aman aman ne soğuklardı onlar öyle. Umarım hava hep böyle yaz tadında olur.

      Sil
  3. Hasta olmussunuz ama yazıdan enerji taşıyor maşallah :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazdıkça geldi o enerji. Başlarken ben de böyle bir performans beklemiyordum açıkcası :)

      Sil
  4. Kitabı çok daha iyiydi. Ben yazı severim. -25 derecelerden sonra havalar ısınmaya başlayınca pek bi mutlu oldum :) Bu zamana kadar (öldürücü yazlarda dahil) keşke kış gelsin demedim hiç. :)

    YanıtlaSil

*Bloglar yorumla beslenir. Yorumlarınızı eksik etmeyin.
*Lütfen yalnızca yazı ile ilgili yorumlar yazın. Link bırakıp kaçmayın.
*Yazının konusu dışında sormak veya iletmek istediğiniz bir şey varsa İletişim formunu kullanın.
Sevgiler.

Fotoğrafım
Mam na imię Yasemin. Jestem z Turcji. Mieszkam w Stambule, a teraz w Krakowie. Mówię po turecku i angielsku znam też trochę po polsku. Z zawodu ksiegowa. Moje ulubione słowa oczywiście :) Interesuję się literaturą i sportem. Lubię kawę. Uwielbiam mój rower.