Yazmaya başlamak için tüm hazırlıklar tamam. Bir fincan mis kokulu kahve, açık bir hava ve fon müziği. Bir önceki yazımda Efes Antik Kenti anlattım. Şimdi sırada Meryem Ana Evi ve Şirince Köyü var.
Meryem Ana Evi
Gelin size Meryem Ana Evi hakkında bir hikaye anlatayım. Katoliklerin hac ziyareti düzenlediği Meryem Ana Evi, 19. yüzyılda Anna adında bir kadının rüyasına girer. Sesini duyurmayı başaran Anna'nın rüyaları sonrasında ev keşfedilir. Bu konu hakkına bir kitap bile yazılır. Kudüs'teki zulümden kaçan Meryem'in ormanlıklar içinde bulunan bu mütevazi evde tam dokuz yılını geçirdiği rivayet edilir.
Gel zaman git zaman ev yine unutulur. 1981 yılında Meryem Ana Evi hakkında yazılı kitabı okuyan bir peder yeniden yollara düşer. Kitapta yazılan evin gerçek olup olmadığını araştırmak için bir grup toplar ve kitapta tarif edilen bölgeye gider. Ormandaki arayışları uzun süren ve bir kalıntıya rastlayamayan grup sussuzluk yüzünden isyan eder. Tam bu sırada köylüler onlara ilerde bir su kaynağı olduğu söylerler. Su içmek için oraya giden grup, gördüğü manzara karşınında büyük bir sevinç duyar. Çünkü aradıkları evin kalıntıları tam karşılarında durmaktadır. Böylelikle ev onarılır ve ziyarete açılır. O zamandan bu yana birçok ziyaretçisi olan evin yanı başında yer alan suyun şifalı su olduğuna inanılır.
Çeşmenin yanındaki duvarda, gelip ziyaret edenlerin peçetelere, kağıtlara yazdığı dilekler var.
Gözüme çarpan iki duayı sizinle paylaşmak istedim. Umarım ki Sinem ve Zeynep hayırlı bir eş bulmuşlardır. İş bu duvara kaldıysa bir zor ama umudu da kesmemek lazım, değil mi?
Bu ise beddua ile dua karışımı olmuş. Kapanışı Fırat (Nohut oğlan) gibi. O da dua eder sonra "dinimiz amin" der.
Meryem Ana konumu itibariyle çok huzurlu bir yer. İçim huzurla dolarken bu notlar sayesinde yüzümde oluşan tebessümle birlikte Şirince Köyü'ne doğru yola çıktım.
Şirince Köyü
Şirince Köyü'nün başına gelen pişmiş tavuğun başına gelmemiştir. Şimdi ne alaka diyebilirsiniz. Hani 2012 yılında bir kıyamet kopması bekleniyordu ve birkaç sivri zekalı arkadaş bu köyün kıyametten etkilenmeyeceğini yazmıştı; hatırladınız mı? İşte o günden sonra Şirince Köyü bir köy olmaktan çıktı. Turist akınına uğrayan bir yer haline geldi. Meyveli şarabı ile ünlü olan köy, tam anlamıyla mini bir pazar görünümüne büründü.
Köyde yaşayanlar için artıları da var eksileri de bence. Gelir düzeyleri artmış olabilir fakat eskiden sakin ve huzurlu bir hayat yaşarken; şimdi sabah pencerelerini açtıklarında sokaklarda turist sesleri duymak güzel olmasa gerek.
Şirince'ye kadar gitmişken kesinlikle meyve şaraplarının tadına bakın derim. Çok leziz oluyorlar. Ayrıca şarap almak isterseniz Ayva şarabını şiddetle öneririm. Bir şeyler yemek için mola verecekseniz karışık sıcak ot tabağı güzel bir tercih olabilir.
Bunu yanı sıra pazarda gezerken köylülerin kendi yapımı olan nar ekşisine denk gelirseniz tereddüt etmeden alın. Mis gibi tatı var.
Güzel doğası, sıcak insanları ve tembel kedisi ile Şirince Köyü oldukça güzel. Bu yazı ve görseller sayesinde tüm bu güzellikleri ölümsüzleştirdim. Bence güzel oldu. Ya sizce?
Şimdi yarısı soğumuş kahvem ve gökyüzünü kaplayan yağmur bulutlarında bakıp ahh ne güzel sıcacıktı oralar deme vaktidir.
Bir sonraki yazıda görüşünceye kadar şen ve esen kalın.
Sevgiler.
✄----------------------------------------------------------------------
bir iş gezisinde şirinceye uğramıştık. böğürtlenli şarabı efsaneydi. etraf yukarıdaki resimlerden daha farklıydı. tekrar gidebilirim umarım.
YanıtlaSilŞirince'yi bir ben göremedim .Bu yaz belki kısmet olur:)
YanıtlaSilMeryem Ana bölgesi çok temiz ve bakımlı. Şirince kışın daha keyifli ve sakin olabilir sanki.
YanıtlaSilMeryem Ana Evi’ni görmeyi kesinlikle çok isterim keşif hikayesi de çok hoşuma gitti bayağı ilginçmiş:))
YanıtlaSilNe güzel anlattınız. Sade ve sevimli.
YanıtlaSilGezdiğiniz bu yerler gibi.
Merhabalar.
YanıtlaSilBu güzel ve değerli paylaşımınız için elinize, emeğinize ve yüreğinize sağlık ve mutluluklar dilerim. Paylaşımınızı izlerken, gerçekten kendimi o yörede hissedebiliyorum, paylaşımınızdan ben bu elektriği alabiliyorum. Bu güzel ülkemizin kadrini ve kıymetini bilmek, üzerinde yaşayan herkese bir görevdir.
Selam ve dualarımla.
Cok güzel bir yermis, görmeyi cok isterim 😊
YanıtlaSiloooo egeyi gezmişsiiiin ne güzeeel yerler işteeeeğğğğ :)
YanıtlaSilSize Meryem Ana eviyle ilgili bir hikaye daha doğrusu anımı anlatayım da "yok artık" deyin. 80'lerin ortasında Meryem ana evinde fotoğraf çektim tab edildi geldi fotoğrafın etrafı hare hare.. Yani nur gibi çok garip. Tam da heykeli çekmiştim. Yani çocukken foto bozulmuş filan deyip pek de anlamamıştım ama şimdi paylaşımınızı görünce aklıma geldi. Keşke fotoyu bulabilsem. İnanın sır kapısı bir hikaye değil tamamen gerçek bir hadisedir.
YanıtlaSil