6 Ağustos 2018

Bu İşte Bir Sanallık Var


"Tüm muhteşem hikayeler iki şekilde başlar; ya bir insan bir yolculuğa çıkar. Ya da şehre bir yabancı gelir." der Tolstoy. Ne de güzel söyler.

Şimdilerde yeni hikaye başlangıçları çok daha kolay. İnternet sayesinde şehre bir yabancının gelmesine veya sizin bir yolculuğa çıkmanıza gerek yok. Peki, aradaki sanallık hissiyatına ne demeli. Ne kadar gerçek arkadaşlıklar ediniyoruz bu sanal ortamda. Ne kadarı içten ve samimi!

Teknolojinin ilerlemesi aradaki samimiyet duygusunu her geçen gün azaltıyor. Buna bireysellik diyor birçok insan. Birçoğu içinse adı gelişim. Gelişmek güzel de içten oluşan ve karşı tarafa aktarılamayan duygulara ne demeli. Sanallık bu duyguları her geçen gün köreltmiyor mu? Kısa kısa yazılan mesajların sonuna eklenen sarı kafalar (onlara emoji diyorlar) ne kadar hisli olabilir. Bir şey tekrarlanmadığı sürece unutulmaya mahkumdur. Artık hislerimiz sadece sarı kafalardan ibaret. Eğer çok seviyorsak kırmızı bir kalp işareti de sarı kafaların yanında yerini alıyor çoğu zaman. Hisler yüzeyselleştikçe ilişkilerin de derinliği kayboluyor. Belki bu yüzden eski aşklar gibi aşklar ve arkadaşlıklar yok denecek kadar az.

Şemsettin Sami'nin Talat'ı gibi, sevgilisi uğruna birçok şeyi göze alabilen aşıklar,
Kafka'nın hayatında sayılı kez gördüğü Milena için duygudu içten bağlılık hissiyatı,
Nazım'ın eşi Piraye'ye yazdığı mektubun sonuna iliştirdiği " herkese selam sana hasret" cümlesi kadar derin anlamlar taşıyan duygular kalmadı artık.

Bir yazı senin kaleminden beyaz sayfalara dökülmüyorsa, içinde çığ gibi büyüyen hissiyatlarını yansıtmıyorsa, karşı taraf o yazıyı okuduğunda gönül teli titremiyorsa, işte burda bir sanallık var demektir.

✄----------------------------------------------------------------------
Paylaş:

9 yorum :

  1. Malesef kaçınamayacağımız bir durum bu. Çok da üzücü bizim için. 2000 sonrası doğanlara açısından sıkıntı yok, onlar zaten sanal/ gerçek ayrımını bilmiyor.

    Sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle öyle. Benim merak ettiğim gün gelecek ve bu sanallığı bile özletecek şeyler neler olacak acaba.

      Sil
  2. Tüfek icat oldu, mertlik bozuldu
    bunun günümüzdeki karşılığı, facebook icat oldu, komşuluk bozuldu..
    teknoloji fayda sağlıyor hayat kalitesini yükseltme yönünde,
    ilaçlar da fayda sağlıyor hastalıkların tedavisinde, ama yan etkileri çıkıyor,
    teknolojik gelişmelerinde yan etkisi kaçınılmaz. hepimizce aşikar olan ruhsuz duygusuz yazışmalar. arkadaşınızla kolayca sohbet edebiliyorsunuz ama, sıcaklığı aktaramıyorsunuz beyaz ekrandan....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Her getirinin elbet bir götürüsü var bu hayatta. Teknolojik gelişmelerde insan sıcaklığı ve içtenliği öldürmeye devam ediyor.

      Sil
  3. Bunlar yine iyi günlerimiz yasemin. Daha neler neler olacak. Sosyal medya ve internet'in daha insanlıktan alacak çok şeyi var :/ Bu arada görseldeki duvar yazısını görünce aklıma manuş baba'nın #şu şarkısı geldi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle öyle. Sanırım çok yakın bir gelecekte bizim yazdıklarımız kimseye pek bir şey ifade etmeyecek. Duvar yazınının fotoğrafını Çeşme'deyken çekmiştim. Kullanmak bu yazıya kısmetmiş. Böyle kareler çekip çekip saklıyorum arşivde. Bir gün geliyor yazıyla bütünleşip blogda yerini alıyor.
      Bu şarkıyı çok severim. Paylaşım için teşekkürler.

      Sil
  4. olsun napalııım artıkın dünya böyleeee :)

    YanıtlaSil
  5. bu günlerimizi daha çok ararız

    YanıtlaSil

*Bloglar yorumla beslenir. Yorumlarınızı eksik etmeyin.
*Lütfen yalnızca yazı ile ilgili yorumlar yazın. Link bırakıp kaçmayın.
*Yazının konusu dışında sormak veya iletmek istediğiniz bir şey varsa İletişim formunu kullanın.
Sevgiler.

Fotoğrafım
Mam na imię Yasemin. Jestem z Turcji. Mieszkam w Stambule, a teraz w Krakowie. Mówię po turecku i angielsku znam też trochę po polsku. Z zawodu ksiegowa. Moje ulubione słowa oczywiście :) Interesuję się literaturą i sportem. Lubię kawę. Uwielbiam mój rower.