Kahve Bahane #26 Koşuya Özel
Kahve bahane yazılarımda daldan dala atlamayı seviyorum genelde. Fakat bu seferli kahve bahane yazısının tek bir konusu var. Başlıktan da anlaşılacağı üzere yoğunlaştığım konu koşmak.
Üç haftadır her gün düzenli olarak koşuyorum. İnstagramda koşu hikayelerimi paylaşıp hem kendimi, hem de takipçilerimi gaza getiriyorum. Her geçen gün aramıza yeni birileri katılıyor. Bu ise beni oldukça mutlu ediyor. Ben böyle düzenli koşmaya başlayınca Krakow'da düzenlenen koşu etkinliklerine de bakar oldum. Hafta sonu ilk etkinliğime katıldım.
Koşunun amacı 2 yaş altındaki böbrek hastası bebeklerin diyaliz makinesine girebilmesini sağlayan bir cihaz alınmasıyla alakalıydı. Minik bebeklerin böbrekleri daha iyi çalışsın diye koştuk. Böyle güzel bir organizasyonun parçası olmak oldukça keyifliydi. Gün sonunda 220.000 Zloty (51.220 Euro) toplanmış olduğunu öğrendim. Koşuya kayıt olurken 45 Zloty vermiştim. Başlangıç paketi olarak verdikleri çantanın içinde yok yoktu resmen.
Şimdi gelelim benim koşu macerama. 3.75 km ve 10 km yarışları vardı. Ben kısa olanına katıldım. Koşarken iki kere ayakkabımın bağı çözüldü. Buna rağmen 832 kadın koşucu arasından 106. olmayı başardım. Genel sıralamada ise 1569 kişi içerisinden 334. oldum. Ayakkabılarımıza takmak için verdikleri bir çip sayesinde koşu süremi ve sıralamadaki yerimi koşudan hemen sonra öğrendim. 3.75 kilometreyi 21:11 saniyede bitirmişim. Bence ilk koşum için oldukça güzel bir sıralama. Kalabalık bir grupla koşuyor olmanın keyfi ayrıymış bunu da deneyimlemiş oldum.
Ödüller dağıtılırken 10 km yarışının birincisin yaklaşık 55 yaşlarında bir kadın olduğunu gördüm. Onu görünce vay be dedim. Ben de yapabilirim. Neden olmasın.
Koşu sonrasında eğlence alanında bolca vakit geçirdim. Bu arada koşuda o kadar çok cocuk olmasına rağmen etrafın bu kadar temiz kalmasına şaşırdım. Böyle bir organizasyon Türkiye'de olsaydı, koşu sonrası her yerde çöp görmek kaçınılmaz olurdu.
Bazen aman Polonya canım ne olabilir diyorlar ya. İşte onların gelip burada biraz vakit geçirmelerini ve Türkiye'den aslında çok daha (iyi yönde) farklı olduğunu görmelerini istiyorum.
Bu güzel günden bu kareler ve tatlı bir yorgunluk kaldı. O zaman kendi kendime Run Jasmine Run demeye devam.
✄----------------------------------------------------------------------
Hem kendin için hem de çocuklar için harika bir şey yaptın :) İnstagram hikayelerinde de takip ediyordum ama blogdan okumak ayrı bir keyif veriyor. Çöp konusunda katılıyorum maalesef. Ankara'da çok fazla çok kutusu ve geri dönüşüm kutuları var yollarda ama yine de çöpler yerlerde. Anlayamıyorum.
YanıtlaSilTeşekkürler İrem. Blogumu yazmaktan ben de çok keyif alıyorum. Daha fazla beni yansıtıyor. İstediğim şeyi uzun uzadıya anlatabiliyorum. İnstagramda bu tadı alamıyorum genelde :)
SilGüzel bir etkinlik olmuş, derecelerde gayet iyi. Benimde acilen spora başlamam lazım...
YanıtlaSilMustafa en kısa sürede başlarsın umarım diyorum. Spor güzel şey.
SilKoşmuşsun hakikatten.. O ayakkabı biraz yorabilir ama seni.
YanıtlaSilAyakkabı koşu ayakkabısı. O nedenle çok rahat.
Sil