Peki sizin böyle bir listeniz var mı? Benim yazılı olarak olmasa bile aklımda var olan bir liste var. İşte o listede yer alan Jack White konserine gidilecek ibaresinin üzerine çarşamba günü bir çizik attım.
Jack White dinlemeye 2012 yılında başladım ben. Sıkıcı banka nöbetlerimde kulağımda onun gitar ve bateri sesinin yer aldığı müzikler huzur veriyordu bana. Hatta o dönemde Jack White kimdir? diye bir yazı bile yazmışım blogumda.
Benim Türkiye'de bulunduğum zaman diliminde Jack White konseri olmadı. Kliplerini izlediğimde keşke bir gün konserine gidebilsem diye geçirirdim içimden.
Yaklaşık bir ay önce ekmek almak için markete gittiğimde, köşedeki reklamların sergilendiği bir pano vardı. Bir baktım kocaman bir Jack White afişi. Jack White Krakow'a geliyor diyor. Bende bir heyecan bir mutluluk sormayın gitsin. Hemen biletimi aldım ve 11.10.2018 tarihini beklemeye başladım. Bir ay geçti ve o büyülü akşam geldi benim için.
Krakow küçük şehir ve insanları da oldukça sakin. Bu yüzden sanırım hayatım en güzel konserini huzur içinde izleme şansını yakaladım. Bana enteresan gelen detaylardan biri ise yanımda oturan 65 yaşlarında bir kadındı. Konserin başlamasını beklerken çantasından kitabını çıkardı ve okumaya başladı. Jack White sahneye çıktığında da tüm şarkılara ritim tutmayı ihmal etmedi. Kadında kendi geleceğimi gördüm desem yeridir.
Konser konsepti phone free idi. Konser alanına girerken telefonlarımızı özel bir kılıfa koydular. Şöyle düşünün, mağazalarda eşyalar çalınmasın diye bir aparat takıyorlar ve onu çıkarmak için özel bir alete ihtiyaç var. İşte o mantıkla açılıp kapanan telefon kılıflarına koyduk telefonları. Ayrıca bekleme salonunda belirli serbest alanlar yapmışlardı. Eğer acil olarak telefonu kullanmak zorundaysanız o alana gidip görevliye kılıfı açtırıyordunuz. Güzel bir uygulamaydı açıkcası. Böylelikle konserde kimse telefonuyla uğraşmadı ve herkes sahneye odaklandı.
İlk olarak, son albümünü pek sevmediğimi söyleyerek başlayabilirim. Eski albümlerini çok seviyorum. Ben yine eski parçalarını dinlemeye devam ederim. Jack White 45 yaşında ve bitmek tükenmek bilmeyen bir enerji ile dolu. İki saat boyunca bizi müziğe doyurdu. Sahne performansı harikaydı. Bu arada kadın bateristte de aşık oldum desem yeridir. O ne güzel çalmaktır öyle.
✄----------------------------------------------------------------------
Ne mutlu sana, benim öyle bir listem yok şu anda ama gençken Frank Sinatra'yı ve ABBA'yı görmeyi çok isterdik kızkardeşimle birlikte. Maalesef ABBA çok turneye çıktı hatta Avustralya'ya, Japonya'ya bile gitti ama Türkiye'ye gelmedi, gelse mutlaka İstanbul'a gelirdi ki, biz o yıllar zaten İstanbul'daydık mutlaka giderdik, kaçırmazdık. :( ABBA Türkiye'ye gelmeden dağıldı:( Sinatra da Türkiye'ye gelmeden rahmetli oldu. :( Onlar kadar görmek istediğim başka bir sanatçı yok...:(
YanıtlaSilNe mutlu, yapılacaklar listesinden biri daha eksilmiş.:)
YanıtlaSilBelki blogda okumussundur zaten ama burdan da yazmak istedim.
YanıtlaSilBenim icin de Pearl Jam ayni durumdaydi, Rock Werchter line up’inda gelecegi kesinlesir kesinlesmez biletleri almistik hemen, aylaar aylar oncesinden. Konser muhtesemdi, beklenti buyuk olunca hayal kirikligi da buyuk olabiliyor ya, oyle olmadigi icin mutluyum, hayatimdaki en doyurucu konserlerden biriydi :)
Bu arada Pearl Jam oncesinde de Jack White konseri vardi, onu dinledik ;)
Londra’daki muzikali cok basarili olsa bile aslinin yeri baska oldugundan bir “keske” olarak kalacak grup Queen benim icin, konser icin bir setlist belirlemek yerine butun sarkilarini calsalar hic sıkılmadan dinlerdim :)