2 Ekim 2018

Kahve Bahane #29



Benim için kahve bahane yazmanın en güzel yanı daldan dala atlayabilmek. Fakat bazen sadece bir konuya odaklanıp yazmak için kollalı sıvıyorum. Serinin 29. yazısını da uzun bir aradan sonra haşır neşir olduğum boya kalemlerim ve resim malzemelerim için yazıyorum.

Daha önce blogumu takip edenler arasıra bir şeyler karaladığımdan haberdarlar. Bloguma yeni gelenler için kısa bir açıklama yapayım hemen. Daha mini mini bir kız çocuğuyken annemin ressam arkadaşı beni keşfetmiş aslında. Onların evine yaptığım her ziyarette kendimi kocaman tuvalin önünde buluyormuşum. Elimde fırçalar ile adeta bir Picasso edasıyla çizip duruyormuşum. Komşu teyze, bu kızda ışık var demiş. Bizimkiler de olayı kavrayamamış olacaklar ki liseye kadar resim yeteneğimi geliştirecek hiçbir aktiviteye dahil etmemişler beni. Hal böyle olunca benim gelişecek olan yeteneğim körelmiş. Peki neden liseye kadar dedim. Çünkü liseyi kız meslek lisesinde okudum.
Meslek liselerinde normal derslere pek ağırlık verilmez. Onun yerine branşına uygun derslere ağırlık verilir. Benim bölümüm giyim olduğu için lise birinci ve ikinci sınıfta bol bol çizim yapma şansı yakaladım yine. Seneler önce körelen yeteneğim biraz olsun gün yüzüne çıktı. Tasarladığım elbiseler yıl sonu sergisinde yerini aldı. Lise bitince bölümle alakasız bir üniversiteye gittim. Körelen yeteneğim tam filizlenmişken yine gelişemedi.

Bu yatkınlığın gelişememesi benim boya kalemlerine ve resim malzemelerime olan ilgimi hiç azaltmadı. Evde çizim yapmasam bile rengarenk boya kalemleri oldu devamlı. Onları kalemliğimde görmek beni hep mutlu etti. Geçen sene kitapçıda gezinirken kendime bir resim defteri aldım ve yeniden birkaç şey karalamaya başladım. Beş altı çizimden sonra onu da rafa kaldırdım.

Son bir aydır yine olanlar oldu. Aldığım resim defterine yeniden bir şeyler karalamaya başladım. Farkındayım hiçbiri sanat eseri değil. Hatta bir çoğu karalamadan öteye gidememiş. Ama olsun hepsinde benim emeğim var. O nedenle blogda yer alamayı hak ediyorlar. Günde bir saatimi çizime ayırdım. Çizdikçe gelişir miyim, yoksa maymun iştahlı olan ben yine çizmekten vazgeçer miyim? Bilemiyorum. Ben zamana bıraktım. Zaman gösterecek. Eğer sıkılmadan çizmeye devam edersem yeni çizimlerimi de buraya eklerim.
Şimdilik tamamen amatör ruhla çizilmiş olan çizimlerimlerimle sizi baş başa bırakıyorum.

Çizdiğim her şeyi bir hikaye ile bağdaştırmayı seviyorum. Daha dolu dolu geliyor bana o zaman.

Bu çizimi Teoman ile Bülent Ortaçgil'in seslendirdiği Eylül Akşamı şarkısını dinlerken çizdim. İstanbul'da yaşayıp buluşamayan iki kalbi anlatıyor şarkı. Tıpkı Galata'nın Kız Kulesi'ne olan aşkı gibi...


Bazen sadece yalnız kalıp saatlerce gökyüzüne bakmak isteyen bir adamın hikayesi bu. Kalabalıktan bunalan, kendini dinlemek isteyen...

Bu ise dünya içi ve dünya dışı adlı çizimim. Sıradanlığı ve farklı olamayı anlatıyor.

Bu küçük tepecikler üzerine kurulmuş olan minik bir mahalle. Bunu çizerken çok keyif aldım. Bunun daha büyüğünü ve detaylı halini çizmek istiyorum.

Herkesin kendine has hayalleri olabilir...  Kimi uçsuz bucaksız denizlere açılmak ister, kimi mega kentlerde yaşamak, kimi ise sadece rüzgarın esişine kendini bırakmak ister.

Akrilik boya aldığımda boyanın nasıl seyreltileceğini denemek için çizmiştim. Biraz karanlık bir çizim oldu bu.

Bu çizimde aslında göremediğiniz şeyler var. Mesela o evin içinde yanan minik bir şömine, masanın üzerinde duran sıcak şarap ve okunmayı bekleyen kitaplar...


Sokak lambası hep yalnızdır bu hayatta ama ışıldamaktan hiç vazgeçmez. Bilir ki ışıldarsa, biri onun ışığından faydalanmak için yanına gelir ve böylelikle yalnızlıktan kurtulur.

Bu ise sonbaharın kağıda yansıması. Akrilik boyayı ikinci deneyişim. Sanki her seferinde biraz daha iyi oluyor gibi.

Küçük ve detaylarda iki ayrı insan gizli bir çizim. En uzak mesafe iki kafa arasındaki mesafedir birbirini anlamayan sözünden yola çıkarak çizdim.

Renkli şehirleri ve yaz ayını düşünerek çizdim bunu. Renklerin dansı diyebilirim.

Dağları çizmek istiyorum. Bu yüzden biraz deneme yanılma yaparak nasıl çizeceğimi görmek istedim. Daha çok pratik yapmalıyım.

Bu çay bardağının hikayesi biraz düşünceye sevkediyor insanı.
Ya senin dünyan sadece birinin dekoruysa...

Bunun çok kötü olduğunun farkındayım. Ama böyle bir çizim yapmayı istiyorum. Bunu taslak olarak kabul edelim şimdilik. Gölgelendirmeyi ve astronotu daha güzel çizeceğim günler gelir inşallah.


Bu ise dünyayı nasıl da yamuk gördüğümü gösteren bir kara kalem çalışması. Neredeyse hiç düz bir çizgi yok. Belkide benim kendine has tarzımda budur. Kim bilir?


✄----------------------------------------------------------------------
Paylaş:

22 yorum :

  1. Daha çok çizdikçe, üstüne gittikçe neler olacak kim bilir? Başarılı çizimler, tebrik ediyorum.

    YanıtlaSil
  2. Aaa! Yasemin'ciğim harika çiziyorsun, kesinlikle çok yeteneklisin, laf olsun ya da arkadaşımsın diye torpil geçmiyorum ben kolay kolay çizim beğenmem, kendi çizimlerimin bile (arkadaşlarım bilir)çoğunu beğenmiyorum, soruna cevap vereyim tıpkı daktilo yazmak gibidir asla unutulmaz ve her gün çizdikçe ustalaşırsın, baksana keşke benim hikayelerimi sen resimleseydin bilsem sana derdim ben de yorulmazdım :))))astronot için benden bir tüyo: google görsellere astronot yaz tıkla, ben öyle yapıyorum.
    Eline sağlık:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok çok teşekkür ederim. Tam olarak unutulmasa bile bir körelme oluyor. Onu da çize çize aşacağımı düşünüyorum. Aslında kafamda bir proje var. Çizimler gelişince hayata geçirmeyi düşünüyorum.
      Öneri için teşekkür ederim.
      Sevgiler.

      Sil
  3. Çok güzel çizimler... Ellerinize sağlık... Daha da güzel olacak gibi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Umarım öyle olur. Sevgiler.

      Sil
  4. Bunlar harika👏👏👏. Kesinlikle cok yeteneklisin canim.Tebrik ederim

    YanıtlaSil
  5. yaş ilerledikçe geriye dönüp zevk aldığı şeyleri arıyor insan..Bulmuşsunuz, tebrikler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnsanın zevk aldığı şeyler ile uğraşması çok güzel değil mi? Teşekkür ederim.

      Sil
  6. Ben bayılıyorum çizimlerine özellikle şu girdaplı renkli şehir çizimini çok sevmiştim. Bence daha da geliştirebilirsin. Hep çizim yapabilmeyi istemişimdir ama cidden yeteneğim yok kendimi müziğe adadım o yüzden :) Benim de kardeşim güzel çiziyor 11 yaşında ve henüz bir kursa da gitmedi ama araştırıyoruz uygun bir yer. :) Böyle devam 💪

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler İrem. Benim de şarkı söyleme konusunda hiç yeteneğim yok. O yüzden evde yalnızken söylüyorum sadece. Sanatın herhangi bir dalıyla uğraşmak çok güzel. O yüzden kendini adamaktan vazgeçme derim ben.
      Küçük kardeşin yolu açık olsun. Umarım çok güzel çizimler yapar.
      Sevgiler.

      Sil
  7. Yalnızlık ve doğa temalı paylaşımlar nedense. Bana mı öyle geldi? Yeteneklisin bence. Tebrikler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Her çizimin bir teması olmalı mottosundan yola çıktım aslında. Zaten öyle sevmem kalabalıkları. Ayrıca doğadan güzel ne var ki hayatta. Teşekkür ederim.

      Sil
  8. Çok güzel çizimler tebrik ederim. Kızım da çizimle uğraşıyor. Mutlaka kendisi ile paylaşıcam. 💜

    YanıtlaSil
  9. 1 kalem ve 1 kağıtla böylesine güzel şeyler ortaya çıkaranlara hayranım.
    Bence gerçekten çok başarılısın. Bunun üzerine gitmelisin kesinlikle!
    **Çizimlerinden bazıları Tim Burton animasyonlarını anımsattı bana :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler. Bol bol pratik yaparak daha güzel olacaklar umarım. Bu arada ben de tam anlamıyla bir Tim Burton hayranıyım. Animasyonlarını çok severim. Hatta bir karakterini (Jack'i) dövme olarak yaptırdım.

      Sil
  10. heey renkler de çizgiler de göze hoş gelen bir akıcılıkta zariflikte. çok estetik hepsisi :)

    YanıtlaSil
  11. Çizimleriniz çok güzel, daha çok zaman ayırıp üzerine gitmelisiniz. Eminim çok güzel eserler çıkacak. Yeteneklerimizi ne kadar örtersek örtelim bir yolunu bulup gün ışığına kavuşuyorlar, ne mutlu.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Elimden geldiğinice zaman ayırmaya çalışıyorum.

      Sil

*Bloglar yorumla beslenir. Yorumlarınızı eksik etmeyin.
*Lütfen yalnızca yazı ile ilgili yorumlar yazın. Link bırakıp kaçmayın.
*Yazının konusu dışında sormak veya iletmek istediğiniz bir şey varsa İletişim formunu kullanın.
Sevgiler.

Fotoğrafım
Mam na imię Yasemin. Jestem z Turcji. Mieszkam w Stambule, a teraz w Krakowie. Mówię po turecku i angielsku znam też trochę po polsku. Z zawodu ksiegowa. Moje ulubione słowa oczywiście :) Interesuję się literaturą i sportem. Lubię kawę. Uwielbiam mój rower.