Geçen gece uyumadan önce birkaç sayfa kitap okudum. Okuduğum satırlardan sonra aklıma bir kelime düştü. Döngü!
İlk önce aklıma döngü kelimesini düşüren satırları yazmakla işe başlamalı.
Einstein bir keresinde şöyle dedi:
- Eğer arılar yok olursa, dünyanın ne kadar ömrü kalır ki? Dört, beş? Arılar olmadan polenizasyon olmaz, polenizasyon olmayınca da ne bitkiler ne de insanlar.
Bunları bir arkadaş ortamında söyledi. Arkadaşları gülüştüler. O gülmedi. Ve şimdi dünya üzerindeki arıların sayısı her geçen gün azalıyor. Bunun sebebi Takdir-i İlahi ya da Şeytanın laneti değil, doğal ormanların katliamı ve endüstriyel ormanların hızlı artışı; floranın çeşitliliğini engelleyen ihracat tarımı; ürünlere zarar veren organizmaları ve bu arada da doğal hayatı öldüren zehirler; kârı arttırırken toprağı kısırlaştıran kimyasal gübreler ve reklam dünyasının tüketim toplumuna dayattığı kimi makinelerin yaydığı radyasyon.
Bugün de kahve makinesinin önünde, kahvenin bardağımı doldurmasını beklerken yeniden aklıma geldi bu döngü.
İnsanoğlunun dünyanın yaşam döngüsünü bozmakta usta olduğu ve bu dünya üzerindeki en tehlikeli canlı olduğu gerçeğini...
Orta Çağ'da kedilerin cadı olduğunu düşünüp, hepsini öldüren insanoğlunun veba salgınına yenik düştüğü gerçeğini...
Yok ettiğimiz her canlı türünün aslında dönüp dolaşıp bizim yaşamımızı etkilediği gerçeğini düşündüm.
Sonra işe gidip gelirken okuduğum Nazım kitabında yer alan bir şiir geldi aklıma. Ne güzel anlatmış döngüyü dedim kendi kendime.
Ben
senden önce ölmek isterim.
Gidenin arkasından gelen
gideni bulacak mı zannediyorsun?
Ben zannetmiyorum bunu.
İyisi mi, beni yaktırırsın,
odanda ocağın üstüne korsun
içinde bir kavanozun.
Kavanoz camdan olsun
ki içinde beni görebilesin...
Fedakârlığımı anlıyorsun:
vazgeçtim toprak olmaktan,
vazgeçtim çiçek olmaktan
senin yanında kalabilmek için.
Ve toz oluyorum
Yaşıyorum yanında senin.
Sonra, sen de ölünce
kavanozuma gelirsin.
Ve orada beraber yaşarız
külümün içinde külün,
ta ki bir savruk gelin
yahut vefasız bir torun
bizi ordan atana kadar...
Ama biz
o zamana kadar
o kadar
karışacağız ki birbirimize,
atıldığımız çöplükte bile zerrelerimiz yan yana düşecek.
Toprağa beraber dalacağız.
Ve bir gün yabani bir çiçek
bu toprak parçasından nemlenip filizlenirse
sapında muhakkak
iki çiçek açacak:
biri sen
biri de ben.
18 Şubat 1945 - Piraye Nâzım Hikmet
Evet bunların hepsini bir dakikadan kısa bir süre içinde düşündüm. Hazır olan kahvemi alıp, çalışma masama doğru ilerledim. Artık masamda dumanı tüten bir kahve, önümde hesaplanması gereken rakamlar vardı. Kulaklığımı kulağıma yerleştirdim. Fonda çalan Thunderclouds eşliğinde, ben de kendi döngümü tamamlamak için kaldığım yerden çalışmaya devam ettim.
✄----------------------------------------------------------------------
İnsanoğlu olarak kendimizi doğadan ve diğer türlerden çok üstün, çok özel ve ayrı zannetmek en büyük yanılgımız. Her şey her şeyle ilintilidir. Dünyadan insanı çekip alsanız tüm bozuk biosistem birkaç yıla kendi kendini düzeltebiliyor ve tabiatta her şey tıkır tıkır işliyor. Ama doğayı ve diğer canlıları çekip aldığınızda homo sapiensin yaşama şansı yok. Bunu bile bile "döngü" de sorumluluklarını reddeden, gezegenin mahvını hazırlayan türümüz sandığımız kadar zeki olmasa gerek...
YanıtlaSilBiz bu dünyanın başına gelmiş olan en kötü şey olabiliriz.
SilMerhabalar.
YanıtlaSilDöngü ile ilgili hazırlamış olduğunuz yazıyı ve şiiri baştan sona kadar okudum. O kadar güzel hazırlamışsınız ki, kaleminize, emeğinize ve yüreğinize sağlıklar dilerim. Nasrettin Hoca'nın "Bindiği Dalı Kesen" fıkrasındaki verilmek istenen mesaj gibi; işte biz doğayı katlederken bindiğimiz dalı kesiyoruz.
Selam ve saygılarımla.
Recep bey değerli yorumunuz için çok teşekkür ederim.
SilHep çocuğum çok değerli torunum için ayrı duygular hayır arkadaş sadece kendini düşünüyorsun başkasını veya çocuklarını düşünsen dünyayı yaşanmaz hale getirmezsin. Teşekkür ediyorum yazınız için kolay gelsin
YanıtlaSilGeçenlerde bir yerde okudum. Çocuklarınıza daha iyi bir dünya bırakmaya çalışmak yerine, onları daha iyi yetiştirin. Zaten o zaman daha güzel bir dünya bırakmış olacaksınız diyordu. Ben de zaman ayırıp yorum yazdığınız için teşekkür ederim.
Silçok haklı bir yazı ama çocuğumuzu da daha iyi yetiştirirken dünyamıza da iyi davranmalıyız saygılar.
SilBu denli düşündürücü bir yazı... Kaleminize sağlık...Selam ve Dua ile...
YanıtlaSilTeşekkürler. Aslında daha detaylı bir yazı hazırlamak niyetindeydim. Lakin haftanın yorgunluğuna yenik düştüm.
SilTüm canlılar birbirine muhtaç...Doğanın yaşamın kıymetini bir türlü bilemedik...
YanıtlaSilOrhan pamuk masumiyet müzesi kitabı ve müzesi geldi aklıma döngüyü duyunca güzel bir yazı olmuş
YanıtlaSilO kitabı okumadım. Sizin yorumunuzdan sonra açıkcası merak ettim.
SilEkolojik döngüde olduğu gibi döngüye her yerde rastlamamız mümkün her şeyin başlangıcı sandığımız bing bang aslında bir sondur yani her son yeni bir başlangıca gebe
YanıtlaSilYasemin fotoğraftaki spiral şeklide ki merdivenler Vatikanda
YanıtlaSilgörmüştük. öyle harika bir yerdi ki, yazınla da
bütünleşmiş, iyi haftasonları canm..
Evet fotoğraf o merdivenlere ait. Teşekkür ederim. Sevgiler.
SilSatırlarınızı okurken özellikle ilk satırlarda düşündüm ki insanoğlunun aç gözlü doymak bilmez halleri dünyamızın sonunu getirecek. 😔
YanıtlaSilMaalesef öyle.
SilNe yazik ki haklisin. Insanlar herseyi mahvetmeye bayiliyor. Nazimin bu siirini bilmiyordum cok güzelmis 😊
YanıtlaSilŞiir Nazım'ın Piraye'ye mektuplar adlı kitabından alıntı. Cezaevinde yattığı dönemde yazmış.
Silİçeriklerinizi zaten hayranlıkla takip ediyorum lakin arayüzünüz çok güzel ve blogunuza çok yakışıyor. :)
YanıtlaSilÇok teşekkür ediyorum. Böyle güzel yorumlar görmek beni hem mutlu kılıyor hem de yazma şevkimi yükseltiyor.
SilAslında hayatlarımızda döngülerden ibaret.
YanıtlaSilİnsan olarak evet iyi de kötü de elimizden çıkıyor.....
YanıtlaSilhayatı döngüsü ve kelebek etkisi
YanıtlaSilyaptığın küçücük bir şey belki de dünyanın başka bir köşesinde büyük bir olayı etkileyecek
11.22.63 dizisini izlemeni öneririm
yaşam döngüsü gerçeği yadsınamaz
sen de ne güzel anlatmışsın
sevgiler
İnsanoğlu olarak her şeyin canına okumaya bayılıyoruz. Sadece kendimiz yaşayacak gibi hayvanların haklarını olduğunu umursamadan, doğayı ve hayvanları mahvediyoruz. Aslında farkında değiliz biz de bu sistemin bir parçasıyız onlar gibi.
YanıtlaSil"Orta Çağ'da kedilerin cadı olduğunu düşünüp, hepsini öldüren insanoğlunun veba salgınına yenik düştüğü gerçeğini..."
YanıtlaSilKorku bence ... Doğada anlayamadığımız ne varsa korkuyor ve bir şekilde zarar veriyoruz... Zarar verdikce döngünün belki de en çok zarar göreni yine insanlar oluyor.
Ben insanin yaşam alanını mahvettiği gerçeğini ilk doğa fotoğraflarindan fark etmiştim. Özellikle ormanlara bakın, ne güzel değil mi... bu arada kedilerin cadı olarak cezalandırıldiklarını ilk kez duydum. Ne kadar aptalca bir düşünce, insanın aklı almıyor.
YanıtlaSilDöngü kelimesi müthiş bir kelime...
YanıtlaSilBir zaman bir yere kadar geldim ve orada kaldım, tıkandım. Sonra Kaan Sarıaydın'ın Periscope'ta bir yayınını izledim. Dedi ki döngü...
Bu dedim işte bu aradığım işte bu. Bu kelimenin bana anlattıkları bana yeni bir kapı açtı.
Öyle sihirli bir kelime ki herkese bir yerlerinden birşeyler verip öğretebiliyor.
Yanlış hatırlamıyorsam bu konuda daha önce bir yazı daha yazmıştınız yada ben başka yerde okudum bilemedim şimdi.
Alfa yayınlarından çıkmış döngü isminde bir kitap var. Bilim kitaplığında olması lazımdı. O kitabı biraz inceledim fakat istediğim bilgiyi bulamamıştım.
Elime aldığım her kitapta döngünün izlerini arıyorum. Çünkü döngü herşeyin bir parçası ve çok önemli bir olay.
Olaylar sadece yerinde dönmüyor, bir spiral gibi bazen hızlı bazen milimetrik genişleyerek büyüyor.
Yazının başındaki merdivende ise döngü hızla genişliyor yada daralıyor.
Bir kitapta döngüden izler bulamıyorsam o kitap lezzet vermiyor. O kadar çok farklı anlatımlar yapılabilir ki onun üzerinden adeta sınır yok gibi...
Teşekkürler.