Dünya üzerinde her şey olumsuza doğru hızlıca kayma eğiliminde. Her konuda olumsuz düşünen insanların sayısı gün geçtikçe artıyor. Ekonomik ve sosyal kaygılar bunu tetikleyen en büyük etkenlerin başında yer alıyor. Hal böyleyken olumlu düşünmek ve pozitif kalmak oldukça zor.
İş yerinde işinden devamlı dert yanan iş arkadaşları; okulda dersler yüzünden oflayıp puflayan sınıf arkadaşları; özel hayatınızda yaptığınız hiçbir aktiviteden zevk alamayan ve devamlı şikayet eden bir partner. Yazarken bile insanın ruhunu daraltırken, birçoğumuz tüm gün bunlara maruz kalıyoruz. Bu işin acı ama gerçek dediğimiz kısmını oluşturuyor.
Bunlar hayatın gerçekleri ve bazen bu gerçeklerden kaçamazsınız. 4 yıl oldukça izole bir hayattan sonra çiceği burnunda bir kurumsal köle olarak, nur topu gibi işinden devamlı dert yanan iş arkadaşlarına sahibim artık. Kendimi onların olumsuzluk nehrine bırakırsam hayat benim için oldukça sevimsiz bir hal alacak. Bir zaman sonra akan nehire karşı koyamayıp, olumsuzluklar içinde boğulacağım. Ve benim o nehirde boğulmaya hiç niyetim yok.
İşte bu yazı boğulmamak için kendinizi bu olumsuz kodlamalara nasıl kapatacağınıza dair birkaç ipucu içerecek.
1- Başkalarını dinlemeyin
Bu tüm iletişiminizi kapatın anlamında değil. İnsanlarla ayaküstü muhabbet (small talk) etmek iş yerinde güzel bir aktivite. Fakat konuşmanın birinci dakikasından itibaren size dert yanan biri ile muhabbeti uzatmanın da bir anlamı yok. Sürekli aynı şeyden şikayet eden bir insanı dinlerseniz, beyniniz bunun kötü olduğuna karar verecek.Şöyle bir örnek verelim. Sabahları uyanmak sizin için bir sorun teşkil etmezken, her şeyden şikayet eden o arkadaşınız için büyük bir problem olsun. Her gün ona nasıl olduğunu sorduğunuz zaman, sabah kalkıp işe gelmekle ilgili şikayetleri bir bir sıralasın. Çok değil bir veya iki hafta sonunda artık sizde o arkadaşınızla aynı probleme sahip olacaksınız. İşte biz buna olumsuz kodlama diyoruz. Arkadaşınız sabahları uyanmanın kötü olduğunu beyninize kodlamış oldu. Bu durumda kocaman bir geçmiş olsuna ihtiyacınız var.
2- Kendinizi telkin etmeyi ihmal etmeyin
Bilinçaltı gelen veriye doğru veya yanlış olarak ayrıştırmıyor. Gelen her bilgiyi hop içeriye alıyor. Bu mantıklı bu mantıksız demiyor. Bu yüzdendir ki kendi kendimize konuştuğumuz, devamlı dert yandığımız şeyleri doğru olarak algılıyor ve depoluyor. Burada iş başa düşüyor. Ayrıştırma görevi yapmayan bilinç altına güzel şeyler kodlamak sizin elinizde. Bu nedenle gün içinde kendinizi telkin etmeniz çok önemli. Saçma da olsa, o an hiç inanmıyorsanız bile kendi kendinize güzel şeyler söylemekten vazgeçmeyin. Unutmamanız gereken şey bilinçaltının her şeyi depoladığı. Siz içeriye güzel şeyler gönderirseniz, bir zaman sonra tüm olumsuz düşüncelerden kurtulduğunuz göreceksiniz.
3- Şartlanmayın. Kontrol edebileceğiniz şeylere odaklanın.
Herkesi memnun etmek imkansız. Olumsuz bir durumla karşı karşıya kaldığınız zaman, kontrol edemediğiniz şeyler için kendinizi sorumlu hissetmeniz hiçbir işe yaramaz. Kontrol edemediğiniz şeyi değiştiremezsiniz. Bu durumda kontrol edebildiğiniz yegane şey kendinizsiniz. Tam da bu aşamada ikinci maddeyi harekete geçirme zamanı. Olumsuzluğa şartlanmak yerine, kendi duygularınıza odaklanın.
Bunları yapmak ilk başta biraz zor gibi gözükse bile, uzun vadede sizi olumlu düşünen bir insana dönüştürecek olduğu gerçeğini unutmayın. Ve güzele odaklanın.
Hayata bakış açısı önemli. Her şeyden dert yanan insanlara maruz kalırsanız; bir zaman sonra kötü enerjileri sigara dumanı misali üstünüze siniyor. Hani sigara içmediğiniz halde o ortamda bulunduğunuz için leş gibi kokarsınız ya, işte bu da o hesap.
Başkalarının kontrolüne gerek duymadan otokontrol yapmak gerek, başkalarının eline düşersek vah halimize...Selam ve Dua ile...
YanıtlaSilTavsiyeler harika..Bende aynen böyle davraniyorum..
YanıtlaSilBen 2.madde üzerinde duruyorum kendimize olumlu mesajlar göndermek bütün mesele bu.
YanıtlaSilKalbimi karartanlara bünyem dayanmıyor benim. Hasta oluyorum gerçek anlamda. Tüm enerjim emilmiş hissediyorum . Kimler olduğunu bilince uzak kalmak zor değil benim için.
YanıtlaSilNe kadarda ihtiyacımız olan öneriler. Başka türlü mücadele etmek oldukça zorr...
YanıtlaSilGüzel öneriler olmuş. İnsan psikolojisi çok farklı bir metedolojide yaşıyor. Yaşayışımız dışa bağımlı olduğu için modifikasyonumuzda dışa bağımlı oluyor.
YanıtlaSilÇok güzel bir yazı olmuş. Dediğiniz gibi bilinçaltında gerçekleşen algılamalar farkında olmasak da hayatımızı çok etkiliyor. Bizi olumsuz etkileyen kişileri hayatımızdan tamamen çıkarmak mümkün olmuyor tabii, iletişimi kesemiyoruz; ama önerileriniz çok yardımcı olacaktır.
YanıtlaSilMecbur olmadiklarimizdan uzak duralim, mecbur olduklarimizi da idare edelim 🤣
YanıtlaSilOlumsuz düşünen insanlar karşısındakine de aynı duyguları geçiriyor. En güzeli onlardan uzak durup ya da en azından mesafe koymak..
YanıtlaSilSon yazdığınız cümle konuyu baştan sona en fazla bu kadar özetle anlatabilirdi. Umarım yazdıklarınızı uygulama gücüne sahip olabiliriz bir gün
YanıtlaSilSürekli olumlu düşünmek de tıpkı olumsuzlağa meyil gibi bir zehirlenme çeşidi değil mi. İnsan var olana odaklanmalı. Bu var oluş içerisinde daha fazla olumsuzluk barındırıyorsa da öncelikle olumsuzluk diye bir şeyin varlığı kabullenilmeli ve inkar suretiyle oluşturulan savunma mekanizmasının gereksizliği kabul edilmeli.
YanıtlaSilÖte yandan. Sigara içmediğimiz halde sigara kokuyorsak. Ya sigaraya başlayalım ki koku boşa gitmesin. Ancak. Bu akla en uzak ihtimal. Ya da sigara içmediğimiz halde neden sigara koktuğumuzu sorgulayalım.
Nihayetinde. Kontrol edemediğimiz durumların varlığı doğru. Fakat. Kontrol ettiklerimizle kontrol edemediğimiz durumların içerisine sürükleniyorsak. Kontrol edebildiklerimize karşı tutumumuzu bir gözden geçirmek gerek. Bunların da ötesinde. Olumsuzluktan kaçış ya da onu yok sayış. Hatta görmezden geliş filan. İnsanı ruhundan başlayarak tembelleştirir. Bir bakmışız. Birtakım gerçekliğe mesafeli yaklaşmak refleks haline gelmiş. Oldukça sıkıntılı sonuçlara yol açabileceğinden bahisle söylüyorum. Yüzleşelim. Ve sevelim. Bu çok önemli.
ya kayınvaliden, baban annen çocuğunsa bu insanlar
YanıtlaSilçok zor iş idare ederek yaşamak
ben bu konuda uzman sayıyorum kendimi nacizane :))
maalesef bir süre sonra dinlemiyor ve kaale almıyorsun bu tipleri
3. Maddeyi fazlasıyla dikkate almam gerekiyor sanırım. Bu güzel yazı için teşekkürler 😊
YanıtlaSilAtalarımizda üzüm üzüme baka baka kararır demiş. Yani çevre çok önemli. Ne kadar pozitif çevre o kadar hayat enerjisi
YanıtlaSilHarika bir yazı, telkin işi gerçekten işe yarıyor ☺️
YanıtlaSilBİz aslında bir çocukluğumuza gidip gelsek bilemedim bir kısmını yapmayı başarsak da bazıların da sıkıntı yaşıyoruz umarım onlarda zamanla olucak teşekkürler.
YanıtlaSilİnsanların sorunlarını dinlemek ve beraber çözüm üretmek sıkıntı değil de aslında gözlerinin önünde duran çözümleri cesaretsizlikleri yüzünden reddetmeleri. Madem düşüncelerime önem vermeyeceksin niye konuşuyoruz değil mi? :D
YanıtlaSilPozitif olmak oldukça önemli. Aslında iş kendi içimizde bitiyor. Sizin de belirttiğiniz gibi hayata bakış açısı da çok önemli. Teşekkürler, bilgilendik :)
YanıtlaSilKatılmadığım bazı noktalar var,Mesela bazı kişisel gelişim kitapları farkında olmadan tehlike saçar (bencilliği aşılar) sürekli sen sen sen! önemlisin sen! şusun önce sen! blaa blaaa..Bu yanlış! Fakat sürekli dert anlatan iş arkadaşını savunmayacağım lâkin eğer gerçek bir arkadaşsak dostumuzun samimi olduğumuz arkadaşımızın derdini dinlemek ve ona destek olmakla yükümlüyüz, hoşlanmadığımız bir iş arkadaşı varsa pekala dinlemeyebiliriz ama sizin fikrinize ihtiyacı var belkide o kişiyi elinizle itemezsiniz itmemelisiniz,bu çok üzücü bir tavır olur.Empati kurmuş halimle söylüyorum bunu. Ha her şeye rağmen de bütün olumlamalara telkinlere öğütlere rağmen sürekli komplo teorileri ısrarla yazmaya devam eden bir insana artık kimse yardım edemez piskoloğa gitmesi gerekir.
YanıtlaSilBaşkalarının fikirlerine tabi ki değer vereceğiz dinleyeceğiz de. Ama bu kendi kararımızı daha iyi verebilmek için.
YanıtlaSilKeşke başlıkta söylediğinizi yapabilsek de olumsuz düşünenlerden uzak yaşayabilsek.
YanıtlaSilher şeye olumsuz bakanların yaşamasına gerek yok bence. koyacaksın toplumdan izole bir yere, istediği kadar olumsuz düşünsün
YanıtlaSilDüşünce kendi halinde biraz yabani sanki. Onu evcilleştirdikçe, evimiz olan ruhumuz da baharın taze çiçekleri kadar güzel kokar. Zordur, ama mümkündür. Neticede ilkbahar da kıştan sonra gelir :) Neşeli sevgilerle :)
YanıtlaSilBen de olumsuz düşünen biriyim. Sanırım pozitif düşünme konusunda biraz daha çalışmam gerekecek.
YanıtlaSil