Kazimierz- Krakow'da bir sokak |
Çiçek gibi bir yazı ile Mart ayından ne umdum ne buldum deme zamanı. Hayatın bazı dönemlerinde zamanın nasıl geçtiğini anlamazsınız ya işte bu ayın tanımı benim için tam olarak bu. Mart koştu, ben de onu yakalamak için tabiri caizse peşinden depar attım. İyi de Yasemin yakaladın mı diyenler için, cevabı yazını devamında gizli diyorum.
Mart ayında son cemre düşer de havayı biraz ısıtır diye umdum. Dün akşam işten çıkarken dolu fırtınası buldum. Cemre buralara düşmeyi unuttu. Anlayacağınız buraya baharın geldiği yok. Yiğidi öldürüp hakkını yemeyeceğim tabii. Hafta sonları, hafta içine göre daha düzgün bir hava var. Bu ise benim işime geliyor. Geçen hafta sonu yedi ay aradan sonra ilk defa açık alanda oturup kahvemi yudumladım. İnsan özlüyor. Hadi az daha ısınsın havalar, ben de canım bisikletimle tur atmaya başlayayım.
Mart ayında üç kitap okurum diye umdum. Umduğumdan bir fazlasını buldum. Geçtiğimiz ay başladığım Tutunamayanlar bitti. Artık ben de adımı Tutunamayanlar'ı okuyan tayfaya yazdırabilirim. Okuması zor bir kitap. Bunu kabul ediyorum. Kitabın son kısmında Selim'in yaşadığı tüm buhranı iliklerime kadar hissettim. Okuyun demek biraz iddalı bir laf olur. Eğer gerçekten kitaplara gönül vermiş biriyseniz okumayı deneyebilirsiniz. Bu ay listemde üç büyük ustanın kitabı yer aldı. Araya bir tane yabancı yazar sıkıştırmışım yine. İlerleyen aylarda bir ayı sadece Türk yazarlara ayırabilirim. Şimdi gelelim Mart ayı okuma listeme;
- Tutunamayanlar (Oğuz Atay)
- Üstü Kalsın (Cemal Süreya)
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca (Yaşar Kemal)
- Paris ve Londra'da Beş Parasız (George Orwell)
Mart ayında daha önceki aylarda gerçekleştiremediğim koşu hedefini tutturmayı umdum. Umduğumu da buldum. Hafta sonları koştum. Nisan ayında biraz daha sık antrenman yapmam lazım. Çünkü 10 km gece koşusuna kaydımı yaptırdım. Yalan yok şimdi 10 km gözümde büyüyor. Ama zaman yaklaştıkça enerjim yerine gelecek ve koşabileceğim. Buna inancım var.
Mart ayında Roman Polanski filmlerini izlemeyi umdum. Ay sonunda hedefin yakınından bile geçmediğim gerçeğini buldum. İzlediğim farklı diziler, akşam yaptığım diğer işler yüzünden film izleme işini hep erteliyorum. Sanırım bir sonraki ay kendime film izleme hedefi oluşturmayacağım.
Mart ayında her gün squat ve plank yapmayı umdum. Umduğumu buldum. Üstüne bonus olarak son 15 gündür yoga hareketleri ekledim. Gerci yogada henüz tam olarak umduğumu bulduğum söylenemez. Geçenlerde bir hareket denerken kafamın ve dizimim üstüne çakıldım. Az biraz sıyrıkla ve hafif bir morartı ile atlattım olayı. Tabii ki bu beni yıldırmadı. Nisan ayında umulanlar listesinde artık yoga hareketleri de yerini alacak.
Mart ayında her gün bir bardak yeşil çay içmeyi umdum. Her gün de masamın üstünde bir fincan yeşil çay buldum. Ben bu yeşil çay içme işine Şubat ayında başlamış olmama rağmen geçen ay yazdığım yazıda bahsetmeyi unuttum. Arkadaşlarımdan biri, her gün yeşil çay hikayesi paylaşıp duruyorken neden blogunda yazmadın diye uyarınca hatırladım. Şimdi yeşil çaya oldukça alıştım. Sabah ofiste ilk kahvemden sonra sırayı yeşil çay alıyor.
Mart ayında her gün yarım saat Lehçe çalışmayı umdum. Son iki günü saymazsak umduğumu buldum. Bu sefer dil öğrenme konusunda daha istekliyim, bu da başarı oranımı arttırıyor. Bildiğim kelimeleri kullanıp cümleler oluşturmaya çabalıyorum. Şirkette Lehçe kursuna başladım. Haftada bir gün bir buçuk saat. Bakalım ne kadar ilerleyecek? Lehçe dünyada öğrenilmesi zor olan dillerden biri. Bu bilgiden sonra kocaman bir kolay gelsin dileğinizi alırım.
Mart ayında her hafta bir blog yazısı yazmayı umdum. Bu yazı ile birlikte blogda altı yazı buldum. Yazmak beni rahatlatıyor. Bazen işten yorgun dönüyorum. O zamanlarda tek isteğim mis kokulu bir kahve eşliğinde blog yazmak oluyor. Uzunca bir süredir taslakta bekleyen mikro öyküm Uyku'yu görücüye çıkardım. Bir gece yarısı aklıma Galata geldi ve ona hitaben Oysaki adlı mikro öyküyü yazdım ve yazdığım gibi yayınladım.
Dediğim gibi mart koştu ben kovaladım. Şimdi umduklarıma ve bulduklarıma toplu bir şekilde baktım da bence her şey yolunda. Hayatın saçma sapan akışı içinde kendime vakit ayırdım ve bundan dolayı mutluyum. Darısı sonraki ayların başına.
Bir sonraki ne umdum ne buldum yazısında görüşünceye dek şen ve esen kalın. Kendinize ama sadece kendinize vakit ayırmayı unutmayın.
✄----------------------------------------------------------------------