Krakow |
Şaka maka kahve bahane serisinin 41. yazısını yazmak için buradayım. Hazır yeri gelmişken 41 kere maşallah diyeyim. Sevgili atalarımız kırk rakamını çok seviyor sanırım. Bir kahvenin kırk yıl hatırı var, kırk yılın başı, kırk dereden su getirmek derken, dur bir değişiklik yapalım da 41 kere maşallah diyelim demişler. Biz de neden 40 kere maşallah değil diye sorgulamadan kabul etmişiz.
Artık rakamları bir tarafa bırakıp, kahve bahane içeriğine odaklanma zamanı. Bugün bir değişiklik yaptım. Masamda kahve yerine, kabuklarını hafta içi yaptığım kekin içine eklediğim, portakal dilimleri var. Bu aralar yememe içmeme pek dikkat etmiyorum. Bu beni bir nebze üzüyor. Çünkü ay sonu gece koşusunda 10 km koşmayı planlıyorum. Bu koşu için biraz formda kalmam lazım. Yavaş yavaş antrenmanlara başladım. Hedefim 60 dakika dolmadan bitiş çizgisine ulaşmak.
Nisan ayına, tüm tembelliğimi yanıma başıma alarak başladım. Bahar yorgunluğundan olsa gerek, henüz ne umdum ne buldum serisi için ajandama umutlarımı yazmadım. İki gündür verimli bir şekilde kitap da okuyamıyorum. En kısa sürede ajandamı düzenlemem lazım. Çünkü oraya yazdığım şeyleri gerçekleştirmek için daha fazla çaba harcadığımı biliyorum.
Çaba demişken, enerjimin çoğun Lehçe öğrenmeye ayırdığımı söyleyebilirim. Kısıtlı vakitlerde elimden geldiğince çalışıyorum. Şirkette kurs başladı. Oldukça eğlenceli bir grupla, eğlenceli vakit geçiriyorum. Yeni insanlar ile tanıştım. Şimdilik her şey güzel gidiyor. Yakın gelecekte bülbül gibi şakımaya başlarsam şaşırmam.
Geçen hafta şirkette online bir eğitim yaparken "Biz hayatta başımıza gelen her küçük şeyi değiştiremeyiz, ama onları tecrübe etme şeklimizi değiştirebiliriz" diye bir cümle gördüm. Eğitim mindfulness hakkındaydı. Merak edenler için TED konuşmacısının linkini buraya ekliyorum.
Algıda seçicilik olgusunu kullanarak, üst paragraftan ocak kelimesini çekip alıyorum. Anne ocağına gitme planları yapmaya başladık. Yakın zamanda biletleri alıp geri sayım yapmaya başlayacağım. Düşüncesi bile beni heyecanlandırıyor.
Güneşin yüzünü bir gösterip, bir sakladığı bu günlerde, bazen oldukça halsiz hissediyorum. Adına bahar yorgunluğu dediğimiz bu sıkıntılı süreci umarım hasta olmadan atlatırım. Aslında yazasım var fakat tembelliğim buna mani oluyor tam da şu an da.
Şimdilik benden bu kadar.
Bir sonraki kahve bahane yazısında görüşünceye dek şen ve esen kalın.
✄----------------------------------------------------------------------
Şu tembellik hepimizde var bu aralar.
YanıtlaSilSanırım baharın gelişine alışmaya çalışıyoruz.
SilTed konuşmasını kesinlikle dinleyeceğim bu mindfullnes olayını çok duyuyorum herkesten çünkü😍Tembellik bende 7/24 var asla geçmiyo ama üzerine gitmeye çalışıyorum🙈😂
YanıtlaSilBen eğitim yaparken karşıma çıktı. Bayağı güzeldi. Üzerine gitmek lazım. Dün kendimi kanepeden zor kaldırıyordum. Kendime gaz verip birikmiş ütüleri yaptım.
SilTek konuşmasını yeni sekmeye attıktan sonra kısa bir yorum bırakmak istiyorum. Ne güzel, kahve bahane yazısını dolu dolu yazıyorsun Yasemin. Seri yazılar yazmak güzeldir. Bende çok seviyorum seri yazılar yazmayı. Fakat bir süre sonra insanın yazma hevesi kaçıyor gibi. Ben bu hafta 180. pazar yazımı yazdım. İlk 40 yazıya kadar bende çok neşeliydim fakat şu sıralar yazmakta zorlanıyorum. Eskisi gibi hevesim heyecanım kalmadı. Ama elbette yazmayı bırakmayacağım. Umarım sen ilk heyecan ile yazarsın tüm yazılarını. Bende şu sıralar bu heyecanı tekrar yakalamaya çalışıyorum.
YanıtlaSilMustafa senin yazı dizin biraz daha zorlu. Kahve bahanenin belirli bir günü yok. İstediğim aralıklarla yazıyorum. Sanırım bu da hevesimin kaçmamasında büyük bir etkiye sahip. Umarım sen de heyecanını yakalarsın ve yazmaya devam edersin.
Sil41 kere maşallah, tütütütü :)))))
YanıtlaSilBu değişken havalar mahvetti bizi :) Çok sevindim yakında geri sayım başlayacağına. Darısı benim başıma diyorum ve kocaman sevgiler yolluyorum Yasemin'cim <3
Ted konuşmacılarından çok şey öğrendim. Çok teşekkürler.
YanıtlaSil