Uzunca bir aradan sonra kahve bahane deme zamanı. Bu sene gelemeyen bahara özlem duyarken yazılıyor bu satırlar. Dört senedir Krakow'dayım. Sanırım geçirdiğim en kötü bahar bu bahar. Havalar ısınmak yerine soğuyor. İnsanda bir depresif hal oluşturuyor bu durum. Buradaki insanların birçoğu da bu yüzden kendilerini mutsuz hissediyor.
Geçen ay iş yerinde projemi değiştirdim. Buna bağlı olarak da oturduğum yer değişti. Şimdi yan masada Fransız ekibinde çalışan Polonyalı bir adam oturuyor. Çok sıcak kanlı biri. Her gün işe geldiğininde merhaba, nasılsın diyor. İyiyim dediğimde şaşırıyor. Bir gün; "biliyor musun Yasemin biz hiçbir zaman iyiyim demeyiz. Hep şikayet ederiz. Hava kötü, param yok gibi cümleler kurarız" dedi. Ben de "biz de genelde iyiyiz deriz" dedim. Sonra beraber bunun hava ile kesinlikle bir ilgisi olduğuna karar verdik. Geçen hafta nasılsın dediğinde lehçe "jaka tako" dedim. Güldü. (jaka tako; şöyle böyle demek) Ne yapabilirim hava çok kötü dedim. Gerçekten de öyle. Pozitifte kalmak zor bu havalarda.
Yukarıdaki ilk paragrafı iki hafta önce yazdığımı itiraf etme zamanı. Yazdığım anda yanınlamak içimden gelmedi. Devamı farklı bir şekildeydi. Tam da şu an, onları silip farklı şeyler yazmaya karar verdim.
İki hafta önce kanserli çocuklar yaranına bir koşuya katıldım. Bir hafta süren yağmurun ardından şansımıza koşu günü hava açıktı. 5 km koştum. Biraz zorlu geçti açıkcası. Parkurun büyük bir bölümü yokuştu ve çamurluydu. Görmediğim bir çukura yamuk basmaktan son anda yırttım. Sakatlıktan kıl payı kurtuldum. Son 500 metrede artık yeter dedim ve tempomu iyice düşürdüm. Tam o anda yanımdan geçen biri, hadi pes etme devam, yapabilirsin dedi. Beni gaza getirmeyi başardı. Son 100 metre kala birbirimize baktık ve depar atmaya karar verdik. Bitiş çizgisini birlikle geçtik. Sonra birbirimiz tebrik edip, çak bir beşlik dedik. Hafta sonraları da sabah koşusuna çıkıyorum nehir kenarında. Koşanların hepsi birbirine selam veriyor. Koşmak böyle güzel şeylere gebe işte.
Koşuşturmalı bir Mayıs ayı geçirdiğimden istediğim kadar kitap okumadım. Savaş ve Barış'ın bitmesine son 150 sayfa kaldı. Onun dışında Sabahattin Ali'nin hikayelerini ve ingilizce kısa bir kitap okuyorum. Sanırım bu ay bu üç kitabı bitirmeyi başaramayacağım. Bir yandan bitiremediğim kitaplardan dert yanarken diğer yandan Türkiye'den alacağım kitapların listesini çıkarıyorum. Türkiye'de bol bol kitapçı ve sahaf gezip istediğim kitapları alacağım.
Bu seferlik affınıza sığınıyorum.
Bir sonraki kahve bahane yazısında görüşünceye kadar şen ve esen kalın.
Dip Not: Kapak görseli, Kahve Bahane serisini okumayı seven bir takipçim tarafından çekildi. Bu güzel kare için kendisine buradan bir daha teşekkür ederim.
✄----------------------------------------------------------------------
Bahar mı İzmir'e yaz geldi yangın yeri :) Kutsi bir amaç için koşmanız güzeldi, aman dikkat ama geçmiş olsun. Yurtta barış dünya da barış diyorum :) teşekkürler
YanıtlaSilİzmir'e gitmeme son bir hafta kaldı artık. Sıcağından mümkün olduğunda fazla faydalanmayı düşünüyorum.
Silgüzel blog teşekkürler paylaşım için
YanıtlaSilKahve bahane ama yazı şahane:))
YanıtlaSilYazınızı okurken gurbet arası gidip geldim.
Kahve bahanenin olayı bu.
SilMerhaba Bloğum yenidir destek olursanız sevinirim.
YanıtlaSilSizi takip ettim. Bi çay a buyrun
Blog dünyasında daim olmanız dileğiyle.
SilPolonyalılar'ın devamlı şikayet ettiklerini başkalarından da duymuştum:) Çok ilginç:)
YanıtlaSilEnteresan değil mi? Ama gerçekten öyle. Geçenlerde bugün hava açık ve bu yüzden iyi hissediyorum. Bunu nasıl lehçe söylerim dedim. Arkadaşım. Biz öyle şeyler söylemeyiz dedi. Tuhaflar.
Silhihiiiiii jako tako yazııııı olmuuuuş hihhiiiii şimdiden iyi yolculuklaaar bayrama gidiyon seeeen hihihi :) bi de iyi kitaplar okuyon seeen :)
YanıtlaSilEvet. Biraz ısınıp geleceğim. Buraya bahar gelmedi. Bu gidişle yaz da gelmez. Kitaplar konusunda biraz hassasım.
SilBen uzun koşamıyorum. Tıkanıp kalıyorum. Tebrikler :)
YanıtlaSilNefes antrenmanları önemli. Jogging tavsiye ederim.
SilYazının ilk bölümü ile ikinci bölümü arasında enerji farkı var:) İkinci bölüm daha hareketli ve enerjik.
YanıtlaSilNasılsın sorusuna iyiyim demek güzel bir olumlamadır, devam edin bence...
Farklı zaman diliminde yazıldılar o yüzdendir. Ben genelde iyiyim derim. Bazen Polonya'nın bu kötü havasına yenik düşüyorum.
SilMerhabalar.
YanıtlaSilSayfanızı her ziyaret edişim de aklıma önce Krakow ve ardından Polonya gelmekle birlikte İkinci Dünya Savaşı ve Piyanist filmi de yerini alır. Yurt dışında çalışmak güzel olmakla birlikte vatan özlemi ve Türkiye'de yaşayan yakınların hasreti de ön plana çıkarak değer kazanıyor. Kanserli çocuklar yararına katıldığınız koşudan dolayı sizi tebrik ederim. Antrenmansız koşmak tehlikelidir, ama siz bu koşuya katılmadan önce bedeninizi fiziken bu koşuya hazırlamışsınızdır.
Keyifli bir blog paylaşımıydı. Kaleminize ve yüreğinize sağlık ve mutluluklar dilerim. Selam ve saygılarımla.
Antrenmanlarımı aksatmıyorum. Uzun ve kaliteli koşmanın sırrı burada. Yorumunuz için ben teşekkür ederim.
Silkanserli çocuklar için koşman ne kadar anlamlı
YanıtlaSilgüneş yoksa bne de kötü oluyorum
hava hep güneşli olsa biz de mutlu
Keşke öyle olsa. Polonya'da bu sene hiç güneş göremedik neredeyse.
SilGüzel bir etkinliğe katılmışsınız, keşke hayatta da bazen böyle depar atabilsek.
YanıtlaSilBende yeni açtığım bloğumla sizlerle birlikteyim, destek ve yorumlarınızı bekliyorum, şimdiden teşekkürler. Takipteyim,sevgilerimle.
Blogunuzun daim olmasını dilerim. Sevgiler.
SilAnlamlı birsey icin koşman cok guzel. Cani gonulden tebrik ederim.Bu yazı dizini okurken karşılıklı sohbet ediyoruz gibi hissediyorum.
YanıtlaSilSevgiyle ❤❤
Okuması gerçekten keyifliydi. Böyle samimi yazıları seviyorum. Teşekkürler :)
YanıtlaSilTürkiye’ye gelince yazacak çok yazı çıkacağından eminim.
YanıtlaSilDesene İzmir'e gitmeye az kalmış, bol bol keyfini çıkar güzel İzmir havasının <3
YanıtlaSil