1 Temmuz 2019

Ne Umdum Ne Buldum #Haziran


Ne umdum ne buldum serisini yazmaya karar verdiğim günü daha dün gibi hatırlıyorum. Oysa ki üstünden altı ay geçmiş. Zaman nasıl hızlı akıp gidiyor. Yaz aylarında enerjim yükseliyor. Ben resmen güneş enerjisi ile çalışan oyuncaklar gibiyim. Herkesin dert yandığı güneş beni mutlu ediyor. Bunun yaz çocuğu olmamla bir ilgisi var mı bilmiyorum. Bana kalsa mevsim hep yaz olsun. Kahve bahane yazılarımda defalarca dile getirdim gibi Haziran ayı benim için oldukça hareketliydi. Şimdi bakalım Haziran ayında ne ummuşum ve ay bittiğinde neler bulmuşum.

Haziran ayında güzel bir tatil yapmayı umdum. Umduğumu da fazlasıyla buldum. Aylar öncesinden ailemle geçireceğim bir otel tatili planlamıştım. Otel tüm beklentilerimizi karşıladı. Bir hafta Kuşadası'nın o güzel havası eşliğinde deniz, kum, güneş üçlüsü sayesinde ruhum huzura erdi. Sonrasındaki bir haftaya İzmir ve İstanbul ziyaretini sığdırdım. 15 günlük tatilin her günü dolu dolu geçti fakat bu bana yetmedi. Tatil güzel şey. Özellikle kadınların her şey dahil otellerde tatil yapması lazım. Çünkü tatil süresince hiçbir işe elinizi sürmüyorsunuz. İşte o zaman, tatil gerçek bir tatil oluyor.

Tatilimi plana dahil ederek okuyabildiğim kadar kitap okumayı umdum. Haziran ayında kitaplığımda biten beş kitap buldum. Tatil boyunca hep basılı kitap okudum. Türkiye'den e-kitaplarını bulamadığım kitapları aldım. Bavula attım. Şimdi onları okumaya devam ediyorum. Bu sefer bir değişiklik yaptım. Okuduğum bu beş kitap da Türk yazarlarınındı. Tatilde okunabilecek, insanı yormayan kitaplardı.

1- Erken Kaybedenler - Emrah Serbes
2- Değirmen, Kağnı, Ses - Bütün Öyküleri 1 Sabahattin Ali
3-Kambur - Şule Gürbüz
4- Tarihi Hoşça Kal Lokantası - Şermin Yaşar
5- Sandık Odası - Sezgin Kaymaz.

Yeni iş yerime hızlıca adapte olmayı umdum. Umduğumu da kısmen buldum. Başlayalı iki hafta olmasını rağmen sanki çok uzunca bir süredir orada çalışıyormuşum gibi hissediyorum. İşe başlamanın kendine has sıkıntıları var tabii. Şirket içi işleyişe alışmak, insanlarla kaynaşmak, daha önceki işleri devralmak gibi. Bu süreç biraz sancılı geçiyor. Fazla mesai yapıyorum bu aralar. Umarım yakın zamanda işler rayına oturur ve her şey daha güzel olur.

İşe giderken ulaşım aracı olarak bisiklet kullanmayı umdum. Bu güzel havalar sayesinde umduğumu buldum. Artık sabah ve akşamları altı kilometre pedallıyorum. Koca kış bunun hayalini kurdum. Havalar iyice soğuyana kadar işe bisikletimle gideceğim. Yağmur olmasın yeter. Her gece hava durumunu kontrol edip, umarım yarın yağmur yoktur diyorum. İşten geç çıktığımda beynim sulanmış oluyor. Sonra bir bakıyorum benim kızım beni orada bekliyor. Bisiklet sürmek tüm iş stresimi alıp götürüyor benden. Kendime bir liste hazırladım. Takıyorum kulaklığımı, açıyorum çalma listemi. Yollar akıp geçiyor tekerleğimin altından. Rüzgar sulanan beynimi kurutuyor.

Haziran ayında sporumu aksatmamayı umdum. Tatile rağmen umduğumu buldum. Tüm gün yedikten sonra gece otelin içinde koşup durdum. Böylelikle her şeyden yememe rağmen kilo almadım. Sabah İzmir sıcağında koşmak bir hayli zor. Sabah erken saatlerde koşmak lazım. Yanlışlıkla sabah sekizden sonra koşmaya kalkarsanız buharlaşırsınız. Krakow'a döndükten sonra koşuya biraz ara verdim. Çünkü şimdilerde sürebildiğim kadar bisiklet sürmek istiyorum. Havalar biraz serinleyince yine koşu rutinime döneceğim. Spor salonundaki koşu bandı beni bekliyor.

Acıkçası Haziran ayında Bir Tutam Karınca'ya fazla vakit ayıramam diye umuyordum. Bu sefer umduğumu bulmadığıma sevindim. Ben tatildeyim diye buralar boş kalmadı. Haziran ayında dört yazı paylaştım. Tatilde mikro öykülerime yenilerini ekledim. Birini yayınladım. Bir diğer defterimde taslak olarak bekliyor. Ben insanları gözlemleyip onların bana hissettirdikleri şeyleri kaleme almayı seviyorum. Çoğu hikayemin kahramanını ben bile tanımıyorum. Yoldan geçen biri, gittiğim kafede yan masamda oturan biri bana ilham verebiliyor. Tatilde de birçok kişiyi gözlemleme imkanı buldum. İşte benim mikro öykülerim böyle oluşuyor.

Dönüp yazıyı baştan sona okuyunca Haziran ayının güzel geçtiğini görmek güzel. Darısı Temmuz ayının başına. Bence Temmuz da güzel geçer. Çünkü yaz tüm hızıyla devam ediyor. Ayrıca Temmuz benim doğum günümü içinde barındırıyor. O zaman ne diyoruz; bir sonraki ne umdum ne buldum yazısında görüşünceye dek şen ve esen kalın.
Sevgiler.


✄----------------------------------------------------------------------

Paylaş:

8 yorum :

  1. Dolu dolu bir ay geçmiş. Zaten instagram fotolarını hatırlıyorum �� Yeni işin hayırlı olsun.Esim de senin gibi güzel havalarda bisikletle gidip geliyor Hem spor hemde keyif verici bir aktivite..
    Bende bu hafta tatile gidiyorum bakalim neler yapacagim

    YanıtlaSil
  2. her yazınızda pozitif bir insan görüyorum. Umduklarınızı en iyi şekliyle bulmanız temennisiyle.. Pozitif yazılarınız eksik olmasın.

    YanıtlaSil
  3. ne güzel olmuş haziran tatil seyahat kitap ve spor daha ne olsun...Temmuz da harika olsun inşallah...sevgilerimle canım....

    YanıtlaSil
  4. awesome article..
    thanks for sharing and have a nice day

    YanıtlaSil
  5. Tarihi Hoşçakal Lokantası'nı merak ettim, bisiklete binmesini bilmiyorum ben imrendim ne güzel:)))

    YanıtlaSil
  6. Mikro öykülerini seviyoruz 👍

    YanıtlaSil
  7. Ne güzel... dolu dolu bir haziran ayı geçirmişsiniz. Kutlarım :)

    YanıtlaSil
  8. Çok verimli geçmiş, tebrikler.

    YanıtlaSil

*Bloglar yorumla beslenir. Yorumlarınızı eksik etmeyin.
*Lütfen yalnızca yazı ile ilgili yorumlar yazın. Link bırakıp kaçmayın.
*Yazının konusu dışında sormak veya iletmek istediğiniz bir şey varsa İletişim formunu kullanın.
Sevgiler.

Fotoğrafım
Mam na imię Yasemin. Jestem z Turcji. Mieszkam w Stambule, a teraz w Krakowie. Mówię po turecku i angielsku znam też trochę po polsku. Z zawodu ksiegowa. Moje ulubione słowa oczywiście :) Interesuję się literaturą i sportem. Lubię kawę. Uwielbiam mój rower.