Yasemin hayırdır bisiklet uzmanını çıktık başımıza demeyin hemen. Bu aralar bisikletler ile oldukça haşır neşirim. İnsanın fikri neyse zikri de o oluyor sanırım. Uzun zamandır bisikletleri araştırıyordum. Benim, büyüyünce BMW olma heveslisi bir bisikletim var. Onu zaten tanıyorsunuz. Blogumda ve diğer sosyal medya hesaplarımda oldukça pozu var. Pek bir havalıdır kendisi. İşte bu güzelliğe iki hafta önce bir yenisini ekledim.
Ailemin yeni üyesi bir yol bisikleti. Kendisine henüz bir ad vermedim. Diğerine kızım, benim kız diyordum. Yenisinin şimdilik bir adı yok. Kızılderililer gibi adını hak etmesini bekliyorum. Bu aralar işe yol bisikletimle gidiyorum. Havalar tam olarak soğumadan keyfini çıkarmak istiyorum.
Hem hibrit (dağ bisikletini gibi tekerlekleri var, oturuş pozisyonu olarak şehir bisikleti gibi) hem de yol bisikleti kullanma şansına erişmiş biri olarak her ikisinin de kendine has artıları ve eksileri olduğunu söyleyebilirim. Hibrit, aslında dağ bisikleti de diyebilirim; yol tutuşu çok iyi. Dağ, bayır, çayır, yağmur, çamur her koşulda kullanılır. Oturuş bakımından sizi yormaz. Kaldırımlar, bozuk yollar onunla kolayca aşılır. Bunlar benim kızımın da sahip olduğu artı özellikler. Tek eksi özelliği biraz ağır olması diyebilirim. Tabii ki hafif olan modeller var olmasına var da onlar bir araba parası.
Yol bisikleti, adı üstünde yolda akıp gidiyor. Manevra kabiliyeti daha yüksek. Hızlandıkça sağa sola daha rahat yatmasından bahsediyorum. Oldukça hafif olduğu için zorlanmadan bisikleti kaldırabiliyorum. Bunlar atıları. Eksileri ise ince tekerleklerinden dolayı en ufacık bir çakıl taşına bile dikkat etmek gerekiyor. Paldır küldür çukurlara girmemek lazım. Yoksa kaza geliyorum demez gelir. Ayrıca yüksek kaldırımlara çıkmakta zorlanıyor. Bozuk bir yolda darbeyi emen bir süspansiyonu yok. Tüm titreşimi her yerinizde hissediyorsunuz. Bu da pek bir sevimsiz oluyor.
Yeni bisikletimim de her gün fotoğrafını çekiyorum. Fakat bu sefer ilk paylaşımını sosyal medyada yapmak yerine blogumda yazmak istedim. Çünkü sosyal medyada fotoğrafların da bir kıymeti yok. Anlık gören görüyor. Sonra çöp oluyor. Ama burası öyle mi? Belki aylar sonra bir ziyaretçi gelecek bu yazıyı okuyacak ve benim çektiğim fotoğrafları görecek. İşte blog yazmanın güzelliği burada saklı.
O zaman ne diyoruz; Pedallamaya ve güzel kareler çekmeye devam.
Sizden de bir Maşallah alırım.
✄----------------------------------------------------------------------
Bisikletiniz hayırlı olsun önceliklee. Bisikletiniz de gezilen mekanlar da çok güzelmiş :)
YanıtlaSilMaşallah :)
YanıtlaSilÇocukken benimde bisikletim oldu . Bir yerleri incitmeden yada kırmadan öğrenilmiyor . :)
Bisikletinizin yayı olamaması çok kötü ama bisiklet zevki bambaşka birşeydir. Bol gezmeler
Maşallah!
YanıtlaSilbisiklet harika. tekerine taş değmesin
YanıtlaSilTü tü tüüüü maşallah Yasemin'cim, güle güle kullan :) Benim de hayalimde bir bisiklet var ama biraz uçuk fiyatlar, buralar düz o yüzden şehir bisikletinden yana bu hayalim. Ama şimdilik, atılmış bir bisiklet bulduk onu çiçek gibi yaptık, valla performansı iyi, azıcık da vintage yeme de yanında yat yani :)
YanıtlaSilAma seninki çok hoşmuş, güle güle kullan :)
Merhabalar.
YanıtlaSilNe büyük bir tesadüf ki, bu aralar ben de bisikletle haşır neşirim. En azından siz bisikletinizi gönül rahatlığıyla Polonya'da kullanabiliyorsunuz. Ben 20 bin nüfuslu küçük bir ilçede kullanıyorum. Bisiklet yolu yok, yayalar için yürümeye kaldırımlar bile yok. Hele de çarşı içinde kaldırımlar esnaflar tarafından işgal edilmiş. Adama dükkanın içi yetmediği için, dükkanı olduğu gibi dışarıya kaldırıma taşımış. Yollar zaten dar, bir de yol kenarlarına sağlı sollu park etmiş arabalar, bu ortamda nasıl bisiklet sürersen sür.
Bisikletiniz güzelmiş güle güle kullanın. Burada bisikletimin tekeri o kadar çok patlıyor ki, sormayın. Ne kadar dikkat edersem edeyim, başımızın belası "deve çökerten, pıtırak" dediğimiz küçücük de bir şey tekere saplanınca tekeri hallediyor. Artık patlayan tekerlerimi kendim tamir ediyorum. Her seferinde bisikletçiye gidip para ödemekten usandım.
Sizin böyle bir derdiniz yoktur. Yollar ve çevreniz temizdir. Bir de bizim yollarımıza şişeleri atıp kırıyorlar. En çok da yollarda araba içinde içtikleri bira şişelerini. Tam bir ahlaksızlık.
Bisikletinizin resminden gördüğüm kadarıyla darbeleri emecek bir süspansiyonu yok herhalde. Ama görünüm itibariyle hafif ve manevra kabiliyeti yüksek bir bisiklet olduğu belli oluyor. Benimkisi "Salcano" marka; hem yol, hem de dağ bisikleti diyorlar. Ağır ve manevra kabiliyeti o kadar yüksek değil. Ankara'da torunum biniyordu, memlekette de ben biniyorum.
Polonya'da havalar soğumadan tadını çıkartın. Bisiklet sürmek çok güzel bir hem eğlence, hem de spor. Ben çok memnunum.
Bu güzel ve eğlenceli paylaşım için, emeğinize ve yüreğinize sağlık ve mutluluklar dilerim. Ben de bisiklet ile ilgili bir blog paylaşmak istiyorum. Ancak gerekli hazırlıklarımı tamamlayamadım.
Selam ve saygılarımla.
bende bisiklet yollarına sahip bir yerde yaşıyorum ve uzun zamandır bisiklet almak aklımda.
YanıtlaSilfotograflar çok ilham verici:)
İki yıl önce severek alıp henüz bir kaç defa kullanabilen bisiklet sever biri olarak sizi kıskanmadım desem yalan olur, keyifli gezmeler
YanıtlaSilMaşallah diyelim,keyifle ve güle güle kullan....
YanıtlaSilBisikletim dağ bisikleti ve şartlarımızı seviyoruz ama yol bisikletlerindeki birkaç şeye çok özeniyoruz. Birincisi gidonun yanlarındaki o ilginç tutuş yeri ve asıl önemli olan diğeri uzun yol için yine gidona eklenen, omuz yaslamayı hatta uzanmayı sağlayan bir aparat :) Dağ bisikletine farklı bir tat katmak istiyoruz ama çok da abartmayız umarım ^^
YanıtlaSilKazasız keyifli sürüşler yeni bisikletinizle
YanıtlaSil