Bu yazının tatilin daniskası başlığı altında kaleme alınmasının pek de anlamlı bir nedeni var. Tatilin detaylarına geçmeden, başlığa neden tatilin daniskası yazdığımı açıklamak boynumun borcu.
Vakti zamanında, Baltık denizi kıyısında, bir limanlar kenti varmış. Halen de var. O zamanlar ismi Danzig olan bu şehir Almanların himayesindeymiş. II. Dünya Savaşı sonrasında şehrin kaderi değişmiş ve Polonya'ya bağlanmış. Günümüzde ise biz bu şehre Gdansk diyoruz.
Akan zaman içinde, Danzig Gdansk'a evrimleşmiş olsa bile bize bir tabir armağan etmeyi ihmal etmedi. Evet, halk ağzında "Daniska" diye tabir ettiğimiz yer aslında bir şehir ismi. Türk Dil Kurumu'na göre; ala, en güzeli, en iyisi demek. Bu durumdan enişteniz sayesinde haberdar oldum ve üstüne bir araştırma yaptım. Bizim kelime darağacımıza girmesiyle ilgili okuduğum bir rivayet ise tam olarak şöyle;
Eskiden, Almanya'dan Danzig yoluyla gelen ürünlerin üstünde Danzig markası bulunurdu. Kaliteli olan bu malların üzerinde yer alan damgalardan dolayı halk arasında o üründen bahsedilirken "Danzig damgası varsa en iyisidir" olarak anılmaya başlıyor. Gel zaman, git zaman halk arasında bir eşyanın kalitesiden bahsedilirken "onun daniskası budur, şurada bulunur" denmesiyle yeni bir tabir ortaya çıkıyor. Böylece bu tabir günümüze kadar gelmeyi başarıyor. Biz de bundan mütevellit bir şeyin en güzeli demek yerine daniskası demeyi tercih ediyoruz. Boynumun borcu olan açıklamayı yaptığıma göre; tatilin daniskasını anlatabilirim. Çünkü bu sefer istikamet eskilerin Danzig'i günümüzün Gdansk'ıydı.
Malum, korona yüzünden yerimizden kıpırdayamaz olduk bu sene. Hal böyle olunca mini bir tur ile yaşadığım ülkeyi tanıyalım ilkesiyle yola çıktım. Açıkcası bu tatil kısa olmasına rağmen ruhuma çok iyi geldi. Tatile dair tek pişmanlığım ise daha uzun kalmamış olmamız.
Arabayla gidilen, üç buçuk saat süren yol sonrası, Varşova'da bir mola vererek bir sene sonrasında yediğim lahmacun hakkında uzun uzadıya yazabilirim. Fakat niyetim kimseyi sıkmak değil. Bunun yerine Varşova hakkında bir iki kelam edeyim. Ben Varşova'yı pek sevmem. Böyle bir Ankara havası var. Nazilerin hışmına uğrayan şehirde eski yapı görmek pek mümkün değil. Old Town dedikleri yeri sonradan inşa etmişler fakat yine de Krakow'daki binaların ruhu yok. Şimdi ise eğri oturup doğru konuşma zamanı. Varşova büyük bir şehir ve bu sefer sokaklarında gezerken büyük bir şehirde gezmeyi özlediğimi hissettim. Ayrıca Krakow'da hiç göremediğim serceler Varşova'yı mesken tutmuş durumda. Sokak kedileri olmayınca, hepsi uçmak yerine yürümeyi tercih ediyor. Kısa süreliğine her şey iyi hoştu da uzun uzadıya kalsam nasıl hissederdim bu bir muamma.
Yol üstünde yine yeniden bir kale gezdim. Malbork kalesi pek bir meşhur. Aslında Malbork hakkında ayrı bir blog yazısı yazıp yazmak üzerine biraz düşündüm. Ama gezinin bir parçası olduğu için buraya yazmanın daha anlamı olacağına karar verdim. Unesco Dünya Mirasları Listesinde olan Malbork kalesi klasik Orta Çağ mimarisine sahip dünyanın en büyük tuğla kalesi. İhtişamı ile gerçekten göz dolduruyor. Gelin görün ki Naziler bu güzelim kaleyi de bombalıyorlar. Ve oldukça hasar alıyor. Sonrasında aslına uygun olarak restore ediliyor. Burada kalenin şansı Türkiye'de olmaması. Bizde ki tarihi eserleri ne hale getirdikleri malum. Kalenin içinde gezerken Orta Çağ havasını solumak harikaydı. Bazı yerlerde kendimi Game of Thrones setinde hissettim. Malbork'da geçirdiğim iki saat sonrası istikamet Danzig yani Gdansk'tı.
Gdansk'a kadar gitmişken ünü her yere yayılan Sopot'ta yer alan yamuk evi de ziyaret ettim. Ev tam bir hayal kırıklığıydı benim için. Costa'nın orada ne işi vardı. Anlamış değilim. Sopot beni genel anlamda şaşırttı. Ben kendi halinde bir yer beklerken, bir tatil beldesiyle karşılaştım. Kendimi Çeşme'de gibi hissettim. Meydanı, plaja giden insanları ile tam bir yazlıkçı yeri. Giderken hiç öyle bir yer hayal etmemiştim. Yamuk evi görüp geri döneriz derken, tüm günümü kumların üstünde güneşlenerek geçirdim.
İki günlük deniz sefasından sonra eve döndüm. Dönerken de pek bir söylendim. Polonya'da şehirler arası yollar pek güzel değil. Yapılan yol çalışmaları yüzünden araba sürmek keyifli bir aktiviteden çıkıp bir çileye evrimleşiyor. Neyse ki kazasız belasız Krakow'a ulaştık. Şimdi, yeni tatillerin, yeni maceraların hayali ile sayılarla boğuşmaya, evden çalışmaya devam. Çalışmadan olmuyor.
Bu sefer farklı bir kahve bahane yazısı oldu. Nadiren de olsa tüm yazıda bir bütünlük mevcut. Yakında, pek yakında klasikleşmiş tarzda bir kahve bahane yazısında görüşmek üzere;
Şimdilik şen ve esen kalın. Aynaya bakarken kendinize gülümsemeyi ihmal etmeyin.
✄----------------------------------------------------------------------
Harika bir tatil yazısı olmuş. İnsan yeni yerler gördükçe ve yeni şeyler öğrendikçe gerçekten yaşadığını anlıyor.
YanıtlaSilTeşekkür ederim. Gezmek, görmek önemli gerçekten de.
Silyine kompakt dolu dolu bir yazı olmuş.
YanıtlaSilTeşekkürler. Elimden geldiğince karşı tarafı sıkmayacak şekilde yazmaya çalışıyorum.
SilÇok güzelmiş, gelme görme hissi verdi! :)
YanıtlaSilFotoğraflardan daha güzeldi. Görülmesi gereken yerlermiş.
Siloh nekadar güzel, bayılıyorum böyle nereye gidilmiş ne yapılmış okumaya. her daim
YanıtlaSilsokakları çeksen yazsan bıkmam :)
Ne güzel. ben de bazen bu tarz yazılar yazarken "acaba mı" diyorum. Bana anı defteri gibi oluyor bu yazılar. Fakat okuyuları da sıkmak istemem.
Sildanzig daniska gerçek mi yaaa çok ilginçliiii buuuu :)
YanıtlaSilAşk olsun, tabii ki gerçek. Araştırmadan buraya yazmam ki.
Silpikuuuu :)
Sildaniska bir yazı olmuş :), resmilerde çok güzel, serçeler çok tatlılar.
YanıtlaSilTeşekkürler. Fotoğraflar elimden geldiğince, amatörce. O sercelerin öyle tatlı olduklarına aldanmamak lazım. Tüm kahvaltımıza ortak oldular.
SilDaniska şaşırttı :) ama en iyisi en güzelinden ziyade hakaret için kullanan çok var gibi gibi.
YanıtlaSilNe güzel. Şaşırmak iyidir. Hakaretlerde de "en üst seviye" niyetiyle kullanılıyor.
SilRica ederim, ne güzel. Böyle araya minik bilgilendirmeler sıkıştırmayı seviyorum.
YanıtlaSilAyyy bayıldım tüm karelere,gezmek gibisi varmı :)Çok iyi yapmışsınız ...
YanıtlaSilGezmek gibisi yok. Eskisi kadar keyifli olmasa da tatiller güzeldir.
SilTatiller güzeldir
YanıtlaSilKesinlikle öyle.
SilDaniska konusunda gerçekten çok şaşırtıcı ve bir o kadar da bilgi dolu bir yazıydı. Sayende yeni bir yeri de görmüş ve o güzel fotoğraflarla dolaşmış kadar oldum. Çok hoş ve dolu dolu bir tatil yazısı olmuş Yasemin abla, eline sağlık :)
YanıtlaSilBöyle ilginç hikayeleri olan yeni şeyler öğrenmek ve bunlar paylaşmak hoşuma gidiyor. Teşekkür ederim Özlemcim. Sevgiler.
Sil