Havalar sıcak, keyifler yerinde. Dumanı tüten kahveler yerini içinde buz küplerinin yüzdüğü kahvelere bıraktı. Tatilde toplanan enerji yavaşça, hunharca harcanmadan kullanılıyor. Daha sakin, daha az şikayet eder bir yaşam tarzı benimsenmeye çalışılıyor. Spora yeniden başlandı. Tatlı tatlı kas ağrıları çekiliyor. Buna rağmen dondurma yemeye ara verilmedi. Çünkü dondurma hassas noktam. En son kahve bahane yazısından sonra ne haldesin derseniz; tam olarak yukarıdaki gibiyim. Fazlası var, eksiği yok.
Kitap okumalarımı biraz yavaşlattım. Yılın ilk yarısını geride bırakırken 50 kitapla vedalaştım. İçinde çok sevdiklerim de vardı. Yani bunu okumasam olur dediklerim de. Bu aralar Türkiye'den getirdiğim edebiyat dergilerini okuyorum.
Yazıya kitaplardan başlayınca, aklıma bir zamanlar yazdığım; ne okuyorum, ne dinliyorum, ne izliyorum serisi geldi. Ne çok seri yaptım blogumda. En uzun soluklusu açık ara farkla Kahve Bahane. Kahve Bahane fanları var. Uzunca bir süre yazmayınca, mesaj yoluyla bana ulaşıp; neden yazmıyorsun diye hesap soruyorlar. Bu çok hoşuma gidiyor.
Bir işin kolaylığını eleştirmeden önce onu denemek şart. Bazen yazı yazanları acımasızca eleştirenlerle karşılaşıyorum. Aman ne var bunu ben de yazarım diyenlerle. İşte tam da o anda ellerine bir kalem kağıt verin. Birçoğu bir paragraftan öteye geçemez. Tam bu anda neden yükseldiysem, bana ne oluyorsa. Aslında farklı bir konuyu ele alacaktım.
Benim yazı yazma reflektörlerim spor yaparken, özellikle koşarken açılıyor. Öyle güzel şeyler geliyor ki aklıma. Dur bunu bloga yazayım diyorum. Sonrasında aklıma gelenler geldikleri gibi gidiyorlar. Aslında tam o anda olayı dikte etmek lazım. O gibi durumlarda akla gelen her zaman daha kıymetli.
İki gün önce, koşu makinesinde tıngır mıngır koşarken, yaklaşan doğum günüm ile ilgili bir yazı taslağı oluşturdum aklımda. Gecenin köründe bilgisayarı açıp, oluşturduğum taslağı bir güzel yazarım dedim. Peki ne oldu? O güzel taslaktan bir kelime bile gelmedi aklıma. Hay aklımı seveyim dedim ve bilgisayar başına oturmuşken iki satır yazayım istedim.
O yüzden ortaya karışık, yanar dönerli meyve tabağı kıvamında bir kahve bahane yazısı çıktı ortaya.
Affola...
oyyy o fotodaki buzlu şeyden yapıp içeyim :) senin twitler keyifli yiaaa :)
YanıtlaSilMerhaba fotoğraftaki insanın iştahını açıyor. Bu unutma işi ben de başladı marketten alacaklarımı bile yazmassam mutlaka eksik bir şey kalıyor. Hülya
YanıtlaSil