Yakın gelecekte ben yine Türkiye yolcusuyum. İçim kıpır kıpır. Bu sefer araya bir deniz tatili de sıkıştırıyorum. Anlayacağınız keyfim yerinde. Hatta o kadar çok yerinde ki buraya aniden gelen sonbaharı bile pek dert etmiyorum. Havalar yeniden soğudu. Balkon sezonu kapandı. Montlar giyilmeye başladı. Bu sene de Krakow'un havası bir acayip. Şimşek tepemizden, yağmur suyu zeminlerimizden eksik olmuyor.
Balkon sezonu kapanmadan önce, uzunca bir süredir aklımda olan kahve masası projesini hayata geçirdim. Böylelikle balkonda içilen kahveler daha bir keyifli hale geldi. Öncesi sonrası fotoğraflarını çektim. Eğer bir youtuber olsaydım yapılış aşamalarını da çekerdim. Ama değilim.
Yazının bundan sonrasında biraz değişiklik yapmaya karar verdim. Ben bunu blogumda paylaşırım ki dediğim şeylerin fotoğraflarını çekiyorum. Uzunca bir süre yazmayınca fotoğraflar birikti tabii. Şimdi hepsini hunharca paylaşma zamanı.
Türkiye'den aldığım kitapları okuyorum yavaş yavaş. Şu Acayip Karıncalar adlı kitap aslında bir çocuk kitabı. Fakat içinde karıncalara dair o kadar güzel bilgiler vardı ki ilgiyle okudum. Ve bir karınca olduğum için kendime yeniden aferin dedim.
*Probis stoğumu Türkiye'ye gideceğim için tükettim.
Ben iflah olmaz bir balkon severim. Bıraksanız ömrümü balkonda geçirebilirim. Ama Krakow'da bu na mümkün. Yağmurlardan arta kalan zamanlarda, ha birde canavar sivrisineklerden fırsat bulduğum zamanlarda balkonun keyfini çıkardığım doğrudur. Sivrisinek konusunda çok dertliyim. Isırdıkları yerler felaket kaşınıyor ve davul gibi şişiyor. Polonya'nın sivrisineklerine canavar diyebiliriz.
Balkona büyükçe bir bitki almak istiyordum. En sonuna bir zakkum aldım. Eve getirene kadar bir zakkum aldığımdan habersizdim. Zakkum zehirli bir bitki. Evde çocuk, hayvan varsa aman diyeyim, sakın almayın. Yenildiğinde zehirliyor. Tabii bu görsel bir ay öncesine ait, şimdi çiçeklerini döktü. Birkaç santim boy attı. Umarım kışı atlatır ve yazın yine balkondaki yerini alır.
Evde durumlar böyleyken iki ayı geçkin bir süredir düzenli olarak spora gittiğimi de gururla yazabilir artık. Ortalama haftada 4-5 gün salona gidiyorum. Son bir aydır da ağırlık çalışmaya başladım. Yavaş yavaş da meyvelerini toplayacağıma inanıyorum. Salonun yaptığı meydan okuma sayesinde de ikinci hediyemi kaptım. Bu da ayrı bir motivasyon kaynağı oluyor benim için. Tatil sonrası üçüncü etabını da tamalayacağım.
Bu arada spora giderken mahalle sakinlerimize günaydın diyorum. Neredeyse her gün karşılaşıyoruz bu aile ile. Bu fotoğraflarda bir ay öncesinden. Bugün yavrulardan birine rastladım. Kocaman olmuş.
Spor iyi hoş da işin kilit noktası kesinlikle beslenme. Onu değiştirmedikçe yüzde yüz sonuç almak hayal. Gün gelir onu da düzeltirim diyorum. Canım ne çektiyse, abartmamak koşuluyla yiyiyorum. Hazır yaptığım tatlıların görsellerini paylaşmışken tariflerinin linkini de buraya ekleyeyim.
Görüldüğü üzere vaktimim çoğu evde geçiyor. Bu sene hava yüzünden uzun uzadıya bisiklet de süremedim. Sabah güllük gülistanlık olan hava akşam bir anda Nuh Tufanı simülasyonuna dönüşüyor. Arada kısa sürüşler yapıp yine Krakow'un güzelliklerini ve enteresan duvarlarının fotoğraflarını çekmeye devam ediyorum.
Böyle biriktirince yazacak birçok şey oldu. Güzel oldu. Ne demiş eskiler; sakla samanı gelir zamanı.
Atasözleri, özlü sözlerler, deyimler, eskilerin söyledikleri sözleri pek severim. Sıklıkla da konuşmalarımda yer veririm. Bu yüzden başlıkta da bunlardan birini kullanmayı uygun gördüm. Çünkü yaklaşık iki haftadır düzenli olarak baş ağrım var. Ara ara şiddetleniyor ve keyfimi kaçırıyor. Ağır baş iyidir hoştur ama ağrıyan baş değildir. Neyse Allah başka dert vermesin diyelim de yazıyı burada sonlandıralım.
Muhtemelen bir sonraki Kahve Bahane yazısı tatilimden sonra yazarım.
O zaman ne diyoruz (bana iyi tatiller); Bir sonraki Kahve Bahane yazısında görüşünceye dek, şen ve esen kalın.
Kendinize zaman ayırmayı da ihmal etmeyin.
Sevgiler.
Harika ve akıcı sıcacık cümleler..tebrikler.
YanıtlaSilTeşekkür ederim.
SilMerhabalar.
YanıtlaSilÇok güzel bir balkon yazısı olmuş. Bayağı bir zaman sonra biriken konuları ve görselleri paylaşırken de insan ne kadar heyecanlanıyor ve aceleci davranıyor değil mi? Aman herhangi bir ayrıntıyı atlamadan ekrana dökmek için. Eskiden kağıt kalem yazarken ve bu durumu böyle tasvir ederken, şu anda yaptığımız yazma işinin teknolojisi değişti. Elde kalem yerine klavyenin tuşları, kağıt yerine gözlerimiz ekranlarda öyle değil mi? Yüreğimizden, gönlümüzden geçenleri, işte bu ikilinin aracılığıyla görsel bir şekilde paylaşmaya devam ediyoruz. Benim yine de eski düzen bir defterim ve kalemim var. Ben önce her şeyimi bu deftere yazarım. Elde kalem önünüzde kağıt ya da defter yazmak gibisi yoktur. Klavyenin tuşları ve ekran bizleri robotlaştırıyor, ruhumuzu köreltiyor. Hayatımızda illa kalem ve kağıt olmalı, ne yapalım teknolojiye de uymak zorundayız.
Polanya ve Krakow denince benim aklıma önce İkinci Dünya Savaşı ve ardından "Piyanist" filmi gelir. Burada bu konuyu hiç açmadan bu kadarla yetineceğim.
Demek Polanya güz mevsimine girdi. Havalar serinledi ve artık balkonlarda oturamıyorsunuz. Tabi güz yağışları da dediğiniz gibi başlamış oldu. Burası (Türkiye) hala kurak ve sıcaklıklardan yanıyoruz. Serin giden güz mevsimi de çok güzeldir. Güz mevsimini, sıcak ve kurak yaz mevsimine tercih ederim.
Kahve masası projenizi de görsellerde inceledim. Gerçekten çok güzel olmuş. Güle güle ve iyi günlerde kullanın. Bisiklet kullanıyorsunuz değil mi? Ben de şu anda memlekette bisiklet kullanıyorum ve bisikleti çok seviyorum. Hele de bir avrupa ülkesinde bisiklet kullanmak daha eğlenceli ve daha zevklidir. Burada bisikleti trafik kurallarına tabi bir taşıttan saymıyorlar. Hep siz durur ve hep siz yol verirsiniz.
Size hayırlı yolculuklar iyi ve güzel bir tatil dilerim. Türkiye'ye geldiğiniz de Covid-19 tedbirlerinizden sakın ödün vermeyin. Hiç dışarı çıkmayan, toplu taşıma araçları kullanmayan kalabalık yerlere gitmeyen devamlı kendilerini evlerinde tutan ablam ve eniştem de Korana'ya yakalandılar. Durumları ağır değil, hastalığı efen geçiriyorlar, ancak bu kadar tedbirli olmalarına rağmen Korana'ya yakalanmalarına hayret etmiştik. Bu durum daha önce söylenen şu söylemi doğruluyor. "herkes bu Korana'ya yakalanacak, ancak kimi hafif, kimi şiddetli geçirecek, kimileri de dayanamayıp ölecek" Cenab-ı Allah, cümle insanlığı bu tür felaketlerden ve hastalıklardan korusun ve muhafaza eylesin inşAllah.
Selam ve saygılarımla.
Defterler ve kalemler halen hayatımın vazgeçilmezi. Bisikleti bu sene çok aktif kullanamadım. Malum hava şartları yüzünden. Türkiye'de bisiklet kullanmak zor. Size kolaylıklar dilerim. Dikkat edin kendinize.
Silİç açıcı bir yazı olmuş, görseller harika. Salonda spor yapabilmeyi çok istiyorum, başlayınca umarım ben de istikrarlı olabilirim :) Mutlu tatiller...
YanıtlaSilTeşekkür ederim. Umarım en kısa sürede başlarsınız. Sevgiler.
Silçok keyifliydiii :) en sevdiğim o kahvaltı tabağı oldu :) probis ben de çok seviyom yaa bi de halley bi de çokoprens :) bu arada bir dolu polonya dizisi izledim, polonya dizide gerçekten de çok iyi :)
YanıtlaSilPolonya dizilerinden hangilerini izledin? Merak ettim.
SilMerhaba çok hoş bir yazıydı. Çay yanında bisküvi en sevdiğim şeydir. Hiç yemek yemeyebilirim ama bisküvisiz olmaz. Bekliyoruz Türkiye ye görüşmek dileğiyle. Hülya
YanıtlaSilHer şey çok güzeldi, sana misafir gitmişim gibi oldu onca fotoğrafla :) Bu arada mail sistemi için mailchimp kullanıyorum. Eğer şuan kullandığın sisteme üye olanların toplu bir şekilde mail adresi listesini temin edebilirsen, mailchimp üzerinde de onları otomatik kayıt edebilirsin 🤔
YanıtlaSilHoş geldin. Ne de güzel oldu. Mail sistemi için bakacağım. Sanırım en kısa sürede bu değişikliği yapmam lazım.
SilFotoğraflar tam turist fotoğrafları, çok hoş duruyor
YanıtlaSilAma ben turist değilim. Artık Krakow'un yerlisi sayılırım.
Sil