9 Ağustos 2022

Kahve Bahane #Bize Ne Oldu Böyle



Uzunca bir aradan sonra kahve bahane yazısı görünce afili bir giriş bekliyorsan yanılıyorsun. Sanırım ki yazma yetimi kullanmadığımdan mütevellit biraz gerileme söz konusu. Gün içinde düşünceler aklımdan akıp geçiyor geçmesine de iş yazmaya gelince tıkanıp kalıyorum. 

Bugün spor dönüşü, bisikletimle pedallarken öyle güzel aktı ki sözcükler kafamdan, onları yazıya dökebilseydim eğer eski tatlarda bir kahve bahane okuyor olurdun. 

Okumaya ne kadar hevesliyiz artık orası da ayrı bir tartışma konusu. Kendi adıma konuşacak olursam; sene sonuya yaklaşırken okuma hedefime emin adımlarla ilerliyorum. Aslında yabancı dilde okumalar yapmayı istesem de elim hep ana dilimdeki kitaplara gidiyor. Hal böyle olunca benim yabancı dil hep olduğu yerde sayıyor.

Olduğum yerde saymadığım şeyler de var tabii. Mesela kaslarım. Son üç aydır düzenli bir çalışma sonrası gözle görülür bir ilerleme kaydettim. Kardiyo çalışmalarını azalttım, ağırlık çalışmalarını arttırdım. İşin formülü sağda solda gördüklerinizin hepsini yapmamaktan geçiyor. Belirli ve sevdiğinim bir plan belirleyip uygulayınca sonuç alamamak gibi bir seçeneğim yoktu. 

İnsanın seçeneklerinin olması da bir ayrıcalık. Polonya'da pandemi bitti. Birçok şirket normal çalışma hayatına geri döndü. Bizim şirketin yaklaşımı işinizi yapın da yer yurt önemli değil şeklinde. Ayda iki kere ofise gelseniz yeter dediler. Benim için hava hoş. Hatta hoştan da öte mis mis. Laf aramızda ofise gideceğimiz günlerde sözleşip kahve molalarını biraz uzun tutuyoruz. Sonuçta son iki senedir hiç mi hiç sosyalleşemedik. Bu da bu dönemin kanayan yarası.

Kanayan yaraları dağlamalı, kapatmalı, açık bırakmamalı... (burada aklıma Tarkan'ın unutmamalı şarkısı geldi iyi mi) Arkadaşlık, dosluk kavramına her geçen gün uzaklaşıyorum. Kendi kabuğumda, kendi dünyamdayım sürekli. Dostlarım benden çok uzak. Bazen artık hala dostlarım mı onlar diye de düşünmeden edemiyorum. Son yedi senedir birbirimizden uzaktayız. Sanıyorum ki burada bir üzüm üzüme baka baka kararır vakası da mevcut. Polonyalıları çok bireysel oldukları için eleştiren ben de onlar gibiyim artık. 

Bireysel olabilirim ama asla vefasız değilimdir. Bir kahvenin bende kırk yılı bırak yüz yıl hatırı vardır. Birçok işte maymun iştahlı olsam da sevdiklerimden asla vazgeçmem. Buna örnek ver derseniz haftaya 14. yılımızı kutlayacağımız evliliğim der, susarım. 

Akıp giden hayat içinde yaşadıklarıma, duygularıma dair bir kahve bahane yazısı oldu. Eski tadı belki yakalayamadın, belki sonuna kadar bile okumadın. Olur böyle sevgili okur. Sonuna kadar okuyanlardansan acımasızca eleştirmeden önce iğneyi kendine batırmayı unutma. 

O zaman veda vakti geldi. Bir sonraki kahve bahane yazısında görüşünceye dek şen ve esen kalın. Arada sırada kendinizi karşınıza alıp da "Bize ne oldu böyle?" diye sormayı da ihmal etmeyin. Sorular derinlerde çözülmeyi bekleyen sorunları gün yüzüne çıkartıp sizi çözüme ulaştırır. 

✄----------------------------------------------------------------------
Paylaş:

7 yorum :

  1. Selam yazacak o kadar konu birikti ki bilgisayarı memlekette bırakınca 24 günlük ayrılıkları cep telefonu ile biraz telafi ettim. Bugün kavuşacağım. Okumada hedef değilde eğer sevdiğim kitaplar ise okumaya çalışıyorum. Arkadaşlık dostluklar benim için önemli yalnız kahve çay bira içme yerine sevdiklerimle içmek ayrı zevk. Polonyadaki yaşamdan yazdığınız notları merakla bekliyor okuyorum. Evlilik yıl dönümünüzü kutluyorum. Bizim ki 40 oldu. Onla ilgili yazıda aklımda. Siz yazın biz okuyalım. Sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Telefonda hiç yazamıyorum. Hatta bir itiraf gelsin. İş bilgisayarımı kullanarak bile yazamıyorum. İllaki senelerdir yazama alıştığım. Blog yazmak için satın aldığım bilgisayarım olacak. Maşallah 40 yıl dile kolay. Daim olsun. Sevgiler.

      Sil
  2. okuma ve yazma kaslarını da çalıştırcan o zaman :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çalıştırmaya çalışıyorum. Bakalım sonuç ne olacak. Sevgiler.

      Sil
  3. Ben kahve değilde çayı tercih ederim :) Deep önermiş sizin bloğu bende öyle geldim. Bloğunuzu da takibe aldım ve BLoG LisTeM sayfama ekledim. Bundan sonra sürekli uğrarım :) Bu arada bloğuma çaya beklerim çay bedaveeee :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Liste güzelmiş. Aslında içeriğinde link olan yorumları onaylamıyorum fakat bu liste bana pek yararlı geldi. Herkes faydalansın. Çayın yeri ayrı tabii. Deep blogların canı cananı olmaya devam ediyor. Hoş geldiniz diyorum. Siz gelin, kahve yerine çay da ikram ederim. Sorun değil.

      Sil
    2. Gereksiz ve reklam şeklinde linkleri kesinlikle paylaşmam ben :) Ama sizin bloğu eklediğim yer gerçekten çok iyi bir yer. :) Eğer eklenmesini istediğin yer varsa ziyaretçi defterime sende yazabilirsin. :)

      Sil

*Bloglar yorumla beslenir. Yorumlarınızı eksik etmeyin.
*Lütfen yalnızca yazı ile ilgili yorumlar yazın. Link bırakıp kaçmayın.
*Yazının konusu dışında sormak veya iletmek istediğiniz bir şey varsa İletişim formunu kullanın.
Sevgiler.

Fotoğrafım
Mam na imię Yasemin. Jestem z Turcji. Mieszkam w Stambule, a teraz w Krakowie. Mówię po turecku i angielsku znam też trochę po polsku. Z zawodu ksiegowa. Moje ulubione słowa oczywiście :) Interesuję się literaturą i sportem. Lubię kawę. Uwielbiam mój rower.